Osman Müftüoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osman Müftüoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hamilelik kiloları neden zor veriliyor

Hamilelik kiloları neden zor veriliyor



Bir çok kadın hamilelik süreci içinde ne kadar dikkat ederse etsin fazladan bir kaç kilo alır. Bazı istisnalar olsa da sonuç genellikle değişmez, her hamilelik anneye bir kaç kiloluk bir anı bırakır.
Bu durumun abartılı olması da mümkün. Hamileliğinin sonunda aldığı kilolar 30’u geçenler bile oluyor.
İşin kötü yanı hamilelikte alınan bu kilolar kolay kolay verilemiyor. Bu durumun bedensel, ruhsal, hatta sağlık sorunları ile ilişkili sebepleri var…
Hipotiroidiye Dikkat!
Bunlardan biri (belki de birincisi) tiroid yetmezliği, yani hipotiroididir. Hamilelik ve sonrasında tiroid bezi iltihaplarına yakalanma sıklığı artıyor.
Diğer taraftan hamilelik ve sonrasında karşılaşılan tiroiditler çoğu zaman ağrı, yutma güçlüğü, ateş, vs gibi belirtilere de yol açmıyor.
Bu sebeple de zaten tıp literatüründe “sessiz tiroidit” adıyla tanımlanıyor. Hamilelik sürecinde tiroidit sorununun sıklaşmasının birden çok sebebi var.
Bunların en başında da hamileliğin yaptığı bedensel ve ruhsal fırtınalar geliyor. Hamilelik kadın vücudunda çok önemli metabolik, ruhsal, hormonal ve bağışıksal değişikliklere yol açıyor.
Kadınlarda zaten hassas olan bağışıklık sistemi eğer bu fırtınalara direnemezse “otoimmün tiroidit” olarak bilinen tiroid bezi zararlanmaları ortaya çıkıyor. Bu zararlanmalar tiroid bezinin hormon üretimini aksattığından yavaş seyreden, sinsi, sessiz ve derinden giden, bu nedenle de gözden kolayca kaçan tiroiditlerle hamilelik ve doğum sonrası dönemde daha sık karşılaşılıyor.
İşte bu nedenle doğum sonrası kilolarını vermekte zorlanan hamilelerde tiroid fonksiyonlarını dikkatle araştırmak gerekiyor.
Depresyon Ve Diyabet De Önemli
Hamilelik sonrasında bazı kadınların yaşadığı depresyon sorunu da kilo almanın bir başka nedeni olarak gösteriliyor. Hamilelik sonrası depresyon bazen hipotiroidi ile birlikte de olabiliyor.
Ayrıca gizli diyabeti olan annelerde hamilelik diyabeti ortaya çıkabiliyor. Bu durumda da kilo dengesini korumak problem haline gelebiliyor.
Ve Diğerleri
Doğum sonrası annenin üstlendiği ikinci ve çok önemli bir görev de çocuğu emzirmektir. Bebeği besleme telaşı çoğu annede gereğinden fazla yiyip içmeye, daha çok süt üretebilmek için daha yüksek kalorili besinler tüketmeye neden oluyor.
Yüksek kalori alımının doğal sonucu olarak da kilo alımı çoğu zaman hamilelik sonrasında da devam ediyor. Bu duruma annenin bebek bakımı nedeniyle uykusuz geçirdiği geceler, aktivite ve egzersiz imkânlarının sınırlanması gibi nedenler de eklenince kilo sorunu yaşamak doğal hale geliyor.
Ne yapmak gerekir?
Kanaatimce hamilelik veya emzirme döneminde alınan birkaç kiloyu çok önemsememek lazım. Özellikle sağlıklı bir hamileyseniz ya da emziren bir anneyseniz birkaç kiloluk fazlalıkları dert etmemenizde yarar var.
Eğer sorunun bir sağlık problemi haline dönüştüğünü, özellikle hamilelik sonrasında sahip olduğunuz kilonun hamileliğin başındaki kilonuzdan yüzde 10-15’den daha fazla olduğunu belirlerseniz önlem almanız zorunludur.
Hamilelik kilolarının çözülmesi altta yatan sağlık sorunlarının çözümlenmesini de gerektirdiği için basit diyet önlemleriyle pek sonuç alınamaz. Bu nedenle çoğu annede ciddi bir tıbbi değerlendirme de gerekir.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
Baş ağrısına karşı öneriler

Baş ağrısına karşı öneriler

Baş ağrısına karşı öneriler

Prof Dr  Osman Müftüoğlu  baş ağrısına karşı önerilerde bulundu.  Eğer baş ağrısından yakınıyorsanız aşağıdaki öneriler işinize yarayacaktır:

•    Dengeli ve düzenli beslenin
•    Düzenli uyuyun
•    Sık aralıklarla az az yiyin
•    Öğün atlamayın, aç kalmayın
•    Eski peynirlere dikkat edin
•    Migreni tetikleyen kafeinli içecekler tüketmekten uzak durun
•    Şarap ve benzeri alkollü içeceklerden, Salamura ürünlerden uzak durun
•    Çikolatayı bir düşünün!
•    Stresi azaltma yönünde çabalar gösterin. Stresli ortamlardan uzaklaşın
•    Düzenli egzersiz yapın. Ruhsal gevşeme egzersizlerini öğrenin, uygulayın. 

Örneğin yogadan, meditasyon, biyofitek uygulamalarından faydalanmanın yollarını arayın
•    Dinlenmeden ve tatilden taviz vermeyin
•    Puslu, dumanlı, kötü kokulu, aşırı ışıklı ve gürültülü yerlerden uzakta durun
•    Dingin, keyifli, iyi bir hayat sürmeye öncelik verin.








 

Göbek yağları tansiyonu yükseltir mi?

Göbek yağları tansiyonu yükseltir mi?

Göbek yağları tansiyonu yükseltir mi?

Prof Dr  Osman Müftüoğlu Göbek yağlarının tansiyonu yükselttiğini açıkladı. Kilo ile Hipertansiyon ilişkisi değerlendirilirken dikkat edilecek olan nokta hangi kiloda olduğunuz değil, ne kadar vücut yağınız olduğu ve yağ fazlasının vücudunuzun neresinde biriktiğidir. 


Bir tartıda tartılmak fazla kilolu olup olmadığınızı size hatırlatma konusunda yeterli olabilir ancak ciddi bir kilo probleminiz olmadığı halde yağ oranınız yüksekse, yağlarınız göbeğinizin çevrenizde birikmişse hem hipertansiyon riskiniz artar, hem de kullandığınız ilaçların etkinliği azalır. 

Bu sebeple hipertansiyonu olan herkesin  ayda bir kere belinin çevresini ölçmesi, kilosunu itakip etmesi gerekiyor. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm.den, kadınlarda 88 cm.den fazla olmaması gerekmektedir.




Depresyon ilacı kullanmadan önce 2 defa düşünün

Depresyon ilacı kullanmadan önce 2 defa düşünün

Depresyon ilacı kullanmadan önce 2 defa düşünün

Prof Dr  Osman Müftüoğlu depresyon ilacı kullanımı konusunda uyarılarda bulundu.  Osman Müftüoğlu'nun depresyon ilacı kullanımı hakkındaki önerilerine kulak verelim:

Son yıllarda Antidepresan ilaçları tüketiminde inanılmaz derecede  artış sözkonusu. Depresyon ilacı kullanımı konusundaki verilere bakarak Türkiye’de bir “depresyon salgını” olduğunu bile düşünmeniz mümkün. 


2003 senesinde antidepresan ilaç tüketimi yıllık 14 milyon kutu iken  2008 senesinde antidepresan ilaç tüketimi yıllık 30 milyon kutuya yükselmiş.. 2011 yılında ise antidepresan ilaç tüketiminin yıllık 35-40 milyon kutu civarında olacağı tahmin ediliyor. Kısaca antidepresan ilaç tüketimi konusunda durum ciddi…

Uzman psikiyatristlere göre pekçok kişi bu antidepresan ilaçları gereksiz yere kullanmakta. Bu kötü gidişin hem doktorlar ve eczacılar hem de hastalar ile ilgili yönleri var.

Mesela, bazı hekimler en küçük bir kaygı halinde hastalarına derhal bir antidepresan ilaç yazıyor. Antidepresan ilaçların sık yazılmasında bu ilaçları psikiyatri uzmanlarının haricindeki doktorların da sık kullanmalarının etkisi var. 

Oysa, antidepresan ilaç kullanımına başlama kararı  bilgi birikimi ve uzmanlık gerektiren önemli bir karardır. Özellikle ağır  depresyonların tedavisi konusunu uzman psikiyatristlere bırakmak, ilaç kullanıp kullanmama konusunda onlara güvenmek gerekli.

Bunların dışında  kişilerin eş dost tavsiyesi ile ilaç kullanması konusu var ki işin bu kısmı da endişe veren boyutlarda. Özellikle şehirlerde yaşayan kadınlar arasında birbirlerine antidepresan ilaç önerme hatası sık yapılıyor. Çoğu kadın  arkadaşının veya komşusunun tavsiyesi ile antidepresan ilaç kullanmaya başlıyor.

Eczacıların antidepresan ilaçları reçetesiz satmaları da ayrı bir problem. Dünyadaki hiçbir gelişmiş ülkede antidepresan ilaçları  gidip eczaneden reçetesiz satın alamazsınız. Bizde ise dileyen, dilediği eczaneden, istediği antidepresan ilacı satın alabiliyor.

Ne yapmalıyız?

Hepimizin yaşamında da kaygılanma durumunun biraz uzadığı, endişelerin çoğaldığı, mutsuzluk halinin yoğunlaştığı, isteksizliğin fazlalaştığı, heves kaybının en üst seviyeye ulaştığı dönemler vardır, her zaman da olacaktır. Gerçek bir klinik depresyon halinden yani tedavi edilmesi gereken bir durum olduğunu söyleyebilmek için bu basit kaygı durumlarından daha başka belirtilere de ihtiyaç vardır. 

Bu belirtierin hangi dereceye varması halinde bir antidepresan ilaç kullanmaya başlamanın gerektiği konusu ancak tecrübeli bir doktorun (mümkünse ruh hastalıkları uzmanının) vereceği karara bağlı olmalıdır.

Antidepresan ilaçlar önemli yan etkileri olabilen ilaçlardır. Bazıları intihar dürtüsüne bile sebep olabilen bu ilaçları kullanan kişiler uyku bozukluğu, baş ağrısı, ağız kuruluğu, cinsel isteksizlik, idrar tutukluğu  sık görülen yan etkileridir. Antidepresan ilaçların nerede ise tamamına yakını kilo almanızı kolaylaştırır. Bazıl antidepresan ilaçlar yaralama dahil, şiddete yönelmeye neden olur.

Benim tavsiyem şu: Eğer bir uzman psikiyatrist  tavsite etmediyse herhangi bir antidepresan ilaç kullanmaya başlamadan önce bir değil iki kez düşünün! Birçok kişi antidepresan ilaçları gereksiz yere ve bilinçsiz bir şekilde kullanıyorlar.



Depresyon için sarı kantaron çayı

Sarı kantaron hapı depresyon için faydalı

Stres-hiperaktivite ve depresyon için doğal formüller


Diyeti bırakınca hemen kilo alıyorum diyorsanız

Diyeti bırakınca hemen kilo alıyorum diyorsanız

Diyeti bırakınca hemen kilo alıyorum

Diyeti bırakınca hemen kilo alıyorum diyorsanız siz kesinlikle yanlış yoldasınız demektir. Diyet yaparken uyguladığınız beslenme programının sizin için özel hazırlanması gerekir. Yani sizin için özel hazırlanan beslenme programına zorluk çekmeden ve keyif alarak uyabilmelisiniz.

Kısaca sıralayacak olursak size verilen diyetin hiç dışına çıkmıyorsanız ve aylarca hep aynı şeyleri yiyorsanız bu problem yaratabilir. Diğer neden ise, kaçamak yaparken diğer öğünlerde ne yediğinize dikkat etmiyorsanız ya da üst üste bir kaç gün diyetin dışına çıktı iseniz de bu kilo artışına neden olabilir.

Çözüm:

- Sizin için özel hazırlanan beslenme programının dışına çıkmanız gerekirtiğinde karşılığında ne yapmanız gerektiğini öğrenin.


- Daha çok kalori alıyorsanız kalori harcamanızı da arttırın.


- Peş peşe kaçamak yapmayın.

>> Karatay diyeti