Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Limon yağı strese karşı rahatlatıcı

Limon yağı strese karşı rahatlatıcı

Rahatlamak için limon yağı

Limonun bildiğimiz yararları dışında stres azaltıcı yararları var. Uzun bir gün sonunda rahatlamak ve  yorgunluğunuzu atmak için limon yağı spreyi kullanabilirsiniz. 

Bir limonu soğuk pres zeytinyağı ile karıştırmak suretiyle kendi esansiyel limon yağınızı da elde edebilirsiniz. Ev yapımı limon yağının tam tarifi şöyle:


Evde Limon Yağı nasıl yapabilirsiniz?

Limon, stres azaltıcı harika bir turunçgil. Kendi limon yağınızı, stres azaltma konusunda etkili yağlar içeren limon kabuğu kullanarak hazırlayabilirsiniz. Bu esansiyel limon yağının birkaç damlasını suyun içine ekleyin ve ağzı spreyli bir şişeye doldurarak rahatlamak istediğinizde püskürtün.

Malzemeler:

1 adet limon
Sızma zeytinyağı

Hazırlanışı: Limonun kabuklarını bir kaseye rendeleyin. Küçük bir cam bardağın yarısını rendelediğiniz limon kabukları ile doldurun. Bardağın geri kalanını ise zeytinyağı ile doldurun.

Şişeyi pencere kenarına ya da bol güneş alan bir başka yere koyun. Birkaç gün boyunca orada bekletin ancak günde birkaç kez şişeyi mutlaka çalkalayın.
Limon yağını hava geçirmez bir kaba koyun ve oda sıcaklığında saklayın.

Limon Yağının Faydaları 

* Banyo sırasında küvet suyuna 2 – 3 damla katılan limon yağı vücudunuz kan dolaşımını hızlandırarak daha zinde olmanızı sağlar.

* Limon yağı saçlara uygulandığında saçlara canlılık ve parlaklık vererek sağlıklı görünmesini sağlar.

* Limon yağını tüm cildinize masaj için kullandığınızda cildin nefes almasını ve ferahlamasını sağlar.

* Limon yağı siğil tedavisinde de etkilidir. Siğil oluşan bölgeye sürüldüğünde hızlı bir şekilde geçmesine yardımcı olur.

* Limon yağı sivilceleri önlemekte de başarılı bir aroma terapidir. Cilde ovarak sürüldüğünde ciltte tıkanık gözenekleri açarak cildin yağ dengesini korur.
 * Limon yağı tonik görevi de görür. Temizlediğiniz cildinize uyguladığınızda cildi canlandırır.

* Limon yağının ayaklara da çok faydalıdır. Topuklarda oluşan çatlaklara limon yağı sürüldüğünde yumuşamasını kolaylaştırır.
* Limon yağı yağlı ciltlerde çok etkilidir. Cildin fazla sebum salgılamasını önler.

* Limon yağı cildinizde darbeden ya da kendiliğinden oluşan şişliklerin  giderilmesinde etkilidir. Günde 2 kez uygulanan limon yağı şişliğin verdiği acıyı da alarak giderir.

* Sigaradan, çay ve kahveden oluşan diş lekelerine ovularak sürüldüğünde dişlerin zamanla lekelerden arınmasına yardımcı olur.

* Vücudunuzun selülitli bölgelerine limon yağından uyguladığınızda selülitli bölgede oluşan toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. Ovularak cilde uygulanan limon yağı zamanla selülitlerin yok olmasında etkilidir.

* Antiseptik özelliği bulunduğundan cildi mikroplardan koruyarak sivilce oluşumunu önler.
* Hem ellerinizin yumuşamasını hem de tırnaklarınızın sertleşmesini istiyorsanız limon yağı aradığınız bakım ürünüdür.
 
Bakteriler için keklikotu yağı

Bakteriler için keklikotu yağı

Bakteriler için keklikotu yağı
Keklikotu bitkisinin çiçekleri ve yapraklarından damıtılarak elde edilen keklikotu yağı (oregano oil) anti-mikrobiyal etkilere sahiptir. 

Yapılan araştırmaların sonuçları keklikotu yağının besin zehirlenmesine neden olan yaygın bakteri türleri dahil  bazı bakterileri ve mantarları öldürmede etkili olduğu gösterilmiştir. 
Bakterileri yok etmek için elinize biraz sürebilirsiniz.
Beyne zarar veren yiyecekler ve alışkanlıklar

Beyne zarar veren yiyecekler ve alışkanlıklar


Beyne zarar veren yiyecekler ve alışkanlıklar

Bu yiyecekler beyni öldürüyor
 
Yıllardır yapılan araştırmalar sonunda belirlenen Beyni tüketen ve öldüren gıda maddeleri Daily Mail gazetesinde yayınladı... 

Şeker
Uzun süreli şeker kullanımı nörolojik problemlere neden olduğu gibi ayrıyeten hafızayı da zayıflattığı tespit edilmiştir. 

Şeker tüketiminin öğrenme kabiliyetini zaafiyete uğrattığı da belirtilmektedir. Bu nedenle şeker tüketiminden uzak durmak gerekmektedir.

Alkol 
  
Alkol tüketiminin karaciğeri iflas ettirdiği zaten biliniyor. Ancak alkolün az bilinen diğer etkisi de beyni bitirip tükettiğidir. Alkol sağlıklı düşünme yeteneğini zayıflatır, hafızayı da tüketir.

Kısa vadede alkol bırakıldığı takdirde etkileri belli bir düzeyde onarılabilmektedir. Ancak uzun süreli alkol kullanımı kalıcı hasarlara da neden olabilir.

Fast Food


Son günlerde Montreal Üniversitesi´nde yapılan bir araştırma fast food ürünlerinin beynin kimyasını değiştirdiğini ortaya koymuştur. Bu da depresyon ve anksiyete sorunlarına neden olmaktadır.

Fast Food ürünlerinin içindeki katkı maddelerinin öğrenme bozukluğu, motivasyon eksikliği ve hafıza zayıflığına da neden olduğu ispat edilmiştir.

Kızarmış yiyecekler
 

Bütün işlenmiş yiyecekler kimyasallar, katkı maddeleri, yapay tatlandırıcılar ve koruyucular içerir. Bunlar hem çocuklarda hem yetişkinlerde ciddi beyin hasarlarına neden olur.

Kızarmış ya da işlenmiş gıdalar beyin sinirlerini zedeler. Bazı yağlar ise diğerlerine göre daha zararlıdır. Doğadaki en toksik ve tehlikeli kızartma yağının ise ayçiçek yağı olduğu tespit edilmiştir.


İşlenmiş gıdalar

Tıpkı kızarmış gıdalar gibi işlenmiş gıdalar da merkezi sinir sistemine zarar verir. Bu da dejeneratif beyin bozukluğuna yol açar. 

İleri yaşlarda Alzheimer´a neden olur.

 
Çok tuzlu gıdalar 

Tuzun kalbe zarar verdiğini herkes bilir. Bilinmeyen şey ise tuzun içindeki yoğun sodyum beyne de zararlıdır ve düşünme yeteneğini zayıflatır. Zekayı da gerilettiği kanıtlanmıştır.

Tahıllar
 

Tahılların hepsi beyin fonksiyonlarına zarar verir. Ancak bunun tek istisnası yüzde 100 tam kepekli tahıllardır. Yani tam tahıllar.
 

Eğer çok tahıl tüketirseniz bu hızlı yaşlanmanıza da yol açacaktır.

İşlenmiş proteinler

  
Proteinler kas yapıcıdır. Et ise en yüksek kalitede ve en zengin protein kaynağıdır. Ancak sosis, salam, sucuk ve benzeri gıdalar gibi işlenmiş proteinlerden uzak durulmalıdır.

Doğal proteinler sinir sistemini yapılandırırken, işlenmiş proteinler tam tersini yapar. Yani sinir sistemini tahrip eder.

Trans yağlar


Kesinlikle her türlü trans yağdan uzak durulmalıdır. Trans yağlar bir çok ciddi soruna yol açar. Kalp sorunları, kolesterol ve obezite bunların en çok bilinenidir. Az bilinen ise beyne de oldukça zarar verdiğidir.

Refleksleri öldürür, beyin işlevinin kalitesini düşürür. Ayrıca felç riskini de maksimum düzeye çıkarır. Alzheimer benzeri etkileri de uzun vadede ortaya çıkar.

Yapay tatlandırıcılar


İnsanlar zayıflamak için şeker yerine yapay tatlandırıcı kullanırlar. Bunların daha az kalori içerdiği doğru olsa da faydasından çok zararı vardır. Uzun kullanımlarda beyin hasarına ve zihinsel bozukluklara yol açar.

Nikotin


Nikotinin zararları saymakla bitmez. Beyinle ilgili olanına gelince... Vücudunuzun en önemli organı olan beyninize kan gitmesini engeller... Kan gitmezse oksijen de gitmez.. Bu da beyninizin yavaş yavaş ölmesine yol açar. Kılcal damarları tıkadığı için nörotransmitterlerin üretilmesine engel olur ve işlevini engeller... Bu da sinir sistemini tüketir.


Beyne zarar veren  alışkanlıklar ise şunlar:

1) Kahvaltı etmemek: Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar...

2) Aşırı yeme: Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar...

3) Sigara içmek: Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.

4) Yüksek şeker tüketimi: Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.

5) Hava kirliliği: Beyin vücudumuzda en çok oksijen tüketen organdır. Kirli havanın teneffüs edilmesi, beyne giden oksijeni azaltır ve beynin veriminde düşüş yaratır.

6) Uyku yetersizliği: Uyku beynimizin dinlenmesini sağlar. Uykudan uzun vadeli yoksunluk beyin hücrelerinin ölmesini hızlandırır.

7) Uyurken kafayı örtmek: Kafayı örterek uyumak, karbondioksit konsantrasyonunu arttırır ve beyne hasar veren etkilere yol açabilir.

8) Hastalık sırasında beyni çalıştırmak: Hasta iken çok çalışmak veya öğrenmek beyin etkenliğinin azalmasına yol açabilir ve ayrıca beyne hasar verebilir.

9) Uyarıcı düşüncelerde eksiklik: Düşünmek beyin jimnastiği için en iyi yoldur, beyni uyaran düşüncelerin eksikliği beyin daralmasına yol açabilir. Çapraz bulmaca ve Sudoku iyi egzersiz sağlar.

10) Az konuşmak:
Zihinsel sohbetler beynin etkinliğini geliştirir.


Toz alerjisi ve idyopatik burun akıntısına karşı

 lavanta kürü

Toz alerjisi ve idyopatik burun akıntısına karşı

 lavanta kürü

Toz alerjisi ve idyopatik burun akıntısına karşı

 lavanta kürü

Prof Dr İbrahim Saraçoğlu Toz alerjisi ve idyopatik burun akıntısına karşı

 lavanta kürü uygulanmasını tavsiye ediyor.

Toz alerjisi için lavanta kürü

Toz alerjisinden kurtulmak için yaklaşık bir su bardağı klorsuz içme suyunu kaynattıktan sonra içine 1 tatlı kaşığı
lavantayı (yaklaşık 2-3 gram) koyup altı dakika kısık ateşte demleyin. Altı dakika dolunca ocaktan indirip ılımasını bekleyin. Lavanta suyu ılıyınca süzün ve yudum yudum için.

* 15 gün süre ile her gün, akşam yemeklerinden en erken iki saat sonra için. Her kullanım için taze olarak hazırlanması şarttır. 

* Bir gün önceden artan miktarı kullanmayın. 

* Kolay olsun diye birkaç günlük hazırlayıp buzdolabında koruma altına almayınız. 

* Hiçbir şekilde damak tadına uygun olsun diye, içerisine şeker veya benzeri bir katkı ilave etmeyiniz. 

* Onbeş günlük ilk kür tamamlandıktan sonra rahatsızlığın seyrine göre haftada üç-dört defa, akşam yemeklerinden en erken iki saat sonra bir su bardağı içmeye devam ediniz.
 
Uyarı-1: Eğer burun akıntısına bağlı olarak geniz akıntınız oluyorsa, gece yatağa giderken adaçayı gargarası yapmanızda çok büyük faydalar vardır. Adaçayı gargarası sadece gargara olarak önerilmiştir. İçmeyiniz. Gargaranın nasıl yapılacağı aşağıda verilmiştir.
 
Uyarı-2: Bardağın dibinde bir-iki yemek kaşığı bırakıp pamuğa emdirerek her iki burun deliğini lavanta çayı ile ıslatmakta fayda vardır.

Huzursuz bacak sendromu için kesin çözüm - İbrahim Saraçoğlu

Huzursuz bacak sendromu için kesin çözüm - İbrahim Saraçoğlu

Huzursuz bacak sendromu için kesin çözüm

İbrahim Saraçoğlu Zahide ile Yetiş Hayata programında Huzursuz bacak sendromu için için bitkisel kür tarifini verdi.

İbrahim Saraçoğlu Huzursuz bacak sendromu için 15 gün süre ile Her gün sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez 2 çay kaşığı siyah hardal tohumunu yarım dilim ekmek  ile tüketilmesini önerdi.

Bu kürü 2 hafta uyguladıktan sonra 2 hafta günde bir kez 2 çay kaşığı siyah hardal tohumu tüketilerek uygulamaya devam edilebilir. 

Toplam 1 ay uygulanacak. 

Uyarı: Etkisini artırmak için daha fazla hardal tohumu tüketmek sakıncalıdır. 

Prof Dr İbrahim Saraçoğlu
Kıl kurdu için bitkisel çözüm önerisi  - İbrahim Saraaçoğlu

Kıl kurdu için bitkisel çözüm önerisi - İbrahim Saraaçoğlu


Kıl kurdu için bitkisel çözüm

Kıl kurdu tedavisi için bitkisel çözüm olarak günde iki kere 5 saat ara ile aç karnına 1 tatlı kaşığı kekiği sadece birkaç yudum su ile  yutun. İki uygulama arasında 5 saat fark olmasına dikkat edin. 

Kıl kurdu tedavisi için bitkisel kürü 10 gün süre ile uygulayın.

Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu
Üre ve kreatin yüksekliği için biberiye kürü - İbrahim Saraaçoğlu

Üre ve kreatin yüksekliği için biberiye kürü - İbrahim Saraaçoğlu

Üre ve kreatin yüksekliği için biberiye kürü

Üre ve kreatin yüksekliği için Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu  biberiye kürünü öneriyor..


Böbrek yetmezliği tedavisi görenlerde Üre ve kreatin yüksekliğine karşı Biberiye kürünü hazırlamak için 1 su bardağı kaynayan klorsuz suya bir tatlı kaşığı biberiye ilave edin. Ağzı kapalı olarak 9 dakika kısık ateşte demleyin. 9 dakika tamamlandıktan sonra sıcakken süzünüz.


Ilıdıktan sonra her gün sabah, öğle ve akşam yemeklerinden bir saat sonra için. Her öğün için taze hazırlanmak zorundadır. İçine damak tadınıza uyması için herhangi bir şey ilave etmeyin.

Biberiye kürünü 21 gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verin ve  tekrar 21 gün uygulayın. Böylece toplam 42 günlük kür uygulamış olacaksınız. Biberiye kürünü şikayetlerinizin seyrine göre sonraki dönemlerde tekrarlayabilirsiniz.

Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu
Trombosit düşüklüğü için bitkisel çözüm - Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu

Trombosit düşüklüğü için bitkisel çözüm - Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu


Trombosit düşüklüğü için bitkisel çözüm

Trombosit düşüklüğü için Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu  yeşil mercimek kürünü öneriyor. Haftada en az 3-4 kere çok az sıvı yağ ve az su kullanarak hazırlayacağınız yeşil mercimek çorbası tüketin. 


Bir ay süre ile uygulayacağınız yeşil mercimek çorbası trombozitlerinizin normal seviyelerine gelmesi için mükemmel bir takviye oluşturacak. Yeşil mercimek çorbası kürüne ek olarak uygulayacağınız 10 günlük lavanta kürü trombozit sayısını daha da hızlı bir şekilde yükseltecektir.

Lavanta kürü

Kaynayan bir su bardağı klorsuz içme suyu içine bir tatlı kaşığı lavanta koyarak 10 dakika demleyin ve ılıdıktan sonra süzün. Her gün akşam yemeklerinden ortalama 2 saat sonra için. (Her gün taze olarak hazırlanmalıdır)

Prof Dr İbrahim Saraaçoğlu
Anal fissür ve fistül için bitkisel kür

Anal fissür ve fistül için bitkisel kür

Anal fissür ve fistül için bitkisel kür


Anal fissür ve fistül için bitkisel kür önerisi için kullanılacak bitki ısırgan bitkisidir.Bu kürü hazırlamak için 3 çorba kaşığı ısırgan yaprağını çok az su ile 5 dakika haşlayarak lapasını yapın. 

Ilımasını bekleyin ve ılıdıktan sonra lapayı ince tülbende sardıktan sonra hastalıklı bölgenin üstünene 15 dakika etki ettirin. Bu uygulamayı tamamen iyileşme elde edilinceye kadar haftada 2 veya 3 kez tekrar edebilirsiniz.


BOZA NASIL YAPILIR ?

BOZA NASIL YAPILIR ?


oza Neden Yapılır,Boza Nedir,Boza Nasıl Bir İçecek,Bozanın Tarifi,Boza Tarifi
Bozanın Faydaları ve Tarifi
Boza Nasıl Yapılır ?
Bozanın Faydaları,Bozanın Yararları,Boza Nasıl Yapılır,Boza Neden Yapılır,Boza Nedir,Boza Nasıl Bir İçecek,Bozanın Tarifi,Boza Tarifi
Boza çok eski bir Türk içeceğidir.. Çok eski tarihlerden, bu yana yapılmaktadır Orta Asya döneminden beri yapılıp tüketilmektedir. O dönemlerde kullanılan boza tarifi bu gün bilinmemektedir.  Eski İstanbul'da çoğunlukla  Ermeniler tarafından yağılan boza işi bu günlerde çok ilerlemiş ve pek çok yere boza salaonları açılmıştır.

1870'li yıllarda, Hacı Sadık denilen kişi, boza yapmış ve akşamları satmaya başlamıştır. Bu boza o kadar tutmuş ki, herkes gece yarıları boza almak için onu bekler olmuş. Daha sonraları Hacı Sadık bey, Vefa Bozacısını kurmuştur. Bu gün, her yerde içtiğimiz Boza tamamen onun formülü ile üretilmektedir.
Bozanın Faydaları,Bozanın Yararları
* Sanıldığının aksine kilo yapmamaktadır. Mayalanan bir içki olduğundan, laktik asit içinde bol miktarda bulunmaktadır.
* Bu da hazmı kolaylaştırıcı ve bağırsak florasını rahatlatıcı etkiye sahiptir. Özellikle hamile bayanlara, hazımsızlık çekenlere önerilmektedir.
* İçinde vitamin oranı çok yüksektir.
* Yağ yoktur, şeker çok az miktarda bulunmaktadır.
* A,B,C vitamini açısından zengindir.
* Eski dönemlerde, öksürükte ve boğaz iltihaplarında kullanılan boza, aynı zamanda sinir yatıştırıcı etkiye sahiptir.
Boza Nasıl Yapılır,Boza Neden Yapılır,Boza Nedir,Boza Nasıl Bir İçecek,Bozanın Tarifi,Boza Tarifi
Boza Yapımı İçin Gerekli Malzemeler ;
* 3 bardak bulgur,
* 2 kahve fincanı pirinç,
* 3 bardak toz şeker,
* 1 kibrit kutusu maya
Bozanın Yapılışı : Bulguru akşamdan su ile ıslatılır. Bir sonraki gün bulgur ve pirinç iyice ezilinceye kadar pişirilir. Mikserle çırpılarak, ince süzgeçten geçirilir. Bu karışım hafif ateşe koyulur, içine şeker katılır ve şeker eriyinceye kadar karıştırılır. Ateşten alınır, soğumaya bırakılır ama ara ara karıştırmak lazımdır. Biraz ılıyınca içine maya katılır. (ılık su ile eritilmiş) Ağzı kapatılarak 2-3 gün bekletilir. İçinde göz göz kabarcıklar olunca boza hazır demektir. İsteğe bağlı olarak toz tarçın ve leblebi ile soğuk servis yapılır. Yaptığınız boza yaklaşık bir hafta dayanmaktadır.1 hafta sonra kullanmayınız.
Bozanın Faydaları,Bozanın Yararları,Boza Nasıl Yapılır,Boza Neden Yapılır,Boza Nedir,Boza Nasıl Bir İçecek,Bozanın Tarifi,Boza Tarifi
Kol Sarkmaları İçin Egzersizler

Kol Sarkmaları İçin Egzersizler


Kol Sarmalarına Egzersizler,Kol Sarkmaları İçin Hareketler,Kol Sarkmalarına Çözüm
Kollardaki Sarkmaya Çözüm
Kol Sarkmaları İçin Egzersizler
Kol Sarkmalarına Ne İyi Gelir,Kol Sarkmaları İçin,Kol Sarmalarına Egzersizler,Kol Sarkmaları İçin Hareketler,Kol Sarkmalarına Çözüm
Kol sarkmalarında yaşın ilerlemesi önemli bir sebep olmakla birlkte, sık kilo alıp vermek, yanlış diyet uygulaması gibi sorunlarda başlıca rol oynayan etkenler arasındadır. Bu sebepler sadece kollarda değil, vücudun hemen hemen her yerinde sarkmalara neden olmaktadır. Bu tür sarkmaların en iyi ilacı da egzersiz yapmaktır. Kol sarkmalarında ağırlık kaldırarak egzersiz yapmak, sizin için çok faydalı ve mutlu sonuca ulaşmanızı sağlayacak yöntemlerin başında gelmektedir. Gelin kol sarkmaları için çözüm önerisi olan egzersiz programına bir göz atalım hep birlikte..


Kol Sarkmalarına Ne İyi Gelir,Kol Sarkmaları İçin,Kol Sarmalarına Egzersizler,Kol Sarkmaları İçin Hareketler,Kol Sarkmalarına Çözüm

Kol Sarkmaları İçin Dambıl(Ağırlık Çalışması) ; Ağırlık kaldırmak, kol kaslarını harekete geçirir ve kollar sarkmaya karşı daha dirençli olurlar. İlk defa ağırlık çalışması yapacaksanız ilk dönemlerde ağırlıklaın en fazla 1-2 kg olmasına dikkat edin. Daha sonra ağırlıkları 3 kg kadar çıkarabilirsiniz.

Şinav Çekmek : Kol sarkmalarını toparlamak ve sarmaların önne geçmek için, şinav çekmek de en etkili metotlardan bir tanesidir.Burada dikkat etmeniz gereken nokta, şinavın zorlayıcı bir hareket olması nedeni ile, lk zamanlar şinav sayısını az tutup, gün gün artırmak olacaktır. alıştıktan sonra, şinav çekmek sizin için son derece basit bir hareket olacak.
Kol sarkmaları için diğer bir egzersizimiz de, kol bükme harekedir. Bunun için; Dik durun ve kollarınızı birine sarılacak gibi genişçe açın. Avuç içleri tavana baksın. Şimdi kollarınızı bükebildiğiniz kadar avuç içleri ters tarafa bakacak kadar çevirin. Tabii bu hareketi yaparken yavaşça hareket etmeniz sizin istenmeyen bir kazadan korunmanızı sağlayacaktır. Bu egzersizi gün içinde sık sık tekrarlayın.
Kol Sarkmaları İçin Makas Hareketi ; Kol bölgesinde bulunan yağları hızlı şekilde kaybetmenin en iyi yollarından biri de makas hareketidir. Dik durup, omuzlarınızı düz olarak öne doğru uzatın. Tıpkı bir makas gibi sağ ve sol kolu üstü üste getirerek sırayla hareket ettirin. Önce sol kolu yukarı, sonra sağ kolu yukarı, bu sırayla 20 kez tekrarlayın.
Kol Sarkmalarına Ne İyi Gelir,Kol Sarkmaları İçin,Kol Sarmalarına Egzersizler,Kol Sarkmaları İçin Hareketler,Kol Sarkmalarına Çözüm
Sabah Bulantılarına Ne İyi Gelir ?

Sabah Bulantılarına Ne İyi Gelir ?


Sabah Bulantısına Ne İyi Gelir,Sabah Bulantısı İçin Doğal Öneriler,Sabah Bulantıları Nasıl Geçer
Sabah Bulantısı Nasıl Geçer
Sabah Bulantılarına Ne İyi Gelir ?
Sabah Bulantılarına Doğal Çözümler,Sabah Bulantısına Bitkisel Çözüm,Sabah Bulantısına Ne İyi Gelir,Sabah Bulantısı İçin Doğal Öneriler,Sabah Bulantıları Nasıl Geçer
Özellikle hamile bayanların yaşadığı sabah bulantısı konusunda sizlere doğal önerilerde bulunmak istiyoruz bu makalemizde.. Bu önerileri, hekimizin size vermiş olduğu ilaçların yanısıra, destek olarak kullanabilirsiniz. Fakat bu önerileri uygulamadan önce, mutlaka hekiminize danışmanız gerektiğini de hatırlatmak isteriz.

Sabah Bulantılarına Doğal Çözümler,Sabah Bulantısına Bitkisel Çözüm,Sabah Bulantısına Ne İyi Gelir,Sabah Bulantısı İçin Doğal Öneriler,Sabah Bulantıları Nasıl Geçer
Gelelim sabah bulantıları nasıl geçer sorusunun cevabına..
* Ilık suyun içerisine,1 tatlı kaşığı bal karıştırıp sabahları içebilirsiniz.
* Atıştırmaklar mide bulantısına iyi geldiği için havuç, elma veya benzeri mideyi yormayan meyveler yiyebilirsininiz.
* Zencefil ve limonlu su mide bulantısına iyi gelir.
* Pek çok hamile kadın da mide bulantısına karşı dondurma yemeyi tercih etmektedir.
* Tuzsuz ay çekirdeği mide bulantısına iyi gelir.
*  Domates suyuna bir limon sıkıp içebilirsiniz.
* Nane ve naneli çaylar mideyi rahatlatır.
* Kızılcık, yaban mersini ve karadut gibi yemişler mide bulantısı için faydalıdır.
* Portakal ve greyfurt gibi narenciyelerin mide bulantısına iyi geldiği söylenmektedir.
* Üzüm suyuna biraz şeker ekleyip içebilirsiniz.
Sabah Bulantılarına Doğal Çözümler,Sabah Bulantısına Bitkisel Çözüm,Sabah Bulantısına Ne İyi Gelir,Sabah Bulantısı İçin Doğal Öneriler,Sabah Bulantıları Nasıl Geçer 

Bronşektazi için bitkisel tedavi - İbrahim Saraçoğlu

Bronşektazi için bitkisel tedavi - İbrahim Saraçoğlu

Bronşektazi için bitkisel tedavi 

İbrahim Saraçoğlu Zahide ile Yetiş Hayata programında bronşektazi için bitkisel kür tarifini verdi.

Bronşektazi tedavisi için önce 10 gün soğan suyu kürü uygulanacak. Daha sonra her gün sabah ve akşam 1 tatlı kaşığı soğuk presle elde edilmiş keçiboynuzu pekmezi içilecek.  

Ayrıca Her gün öğleden önce ve öğleden sonra birer bardak kekik çayı içilecek.

Bozanın faydaları

Bozanın faydaları

Bozanın faydaları

  • Bozanın içeriğinde bulunan aktif mayalar  emziren annelerde süt üretimini artırır.
  • Nitrozamin gibi kanserojen maddelerin vücuttaki oluşmasını önler.
  • Bozanın içeriğinde bulunan aktif mayalar ve faydalı bakteriler sayesinde probiyotik etkisi vardır.
  • Gribal enfeksiyon gibi, bir çok enfeksiyona karşı bünyenizi dirençli kılar, yararlı bakteriler ile vücuttaki direncin güçlenmesini sağlar.
  • Zengin protein ve B vitamini içeriğinden dolayı enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler ve sporculariçin çok faydalıdır.
  • Bozanın içeriğinde bulunan laktik asit, hazmı kolaylaştırır.
  • Bozanın içerdiği laktik asit aynı zamanda bağırsak florasını düzenler.
  • Mide bezlerinin faaliyetlerini olumlu olarak etkilemektedir.
  • B kompleksi vitaminleri içerdiğinden beslenmede önemli role sahiptir.
  • Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır.
  • Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birçok besin öğesini içerdiği için besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılmaktadır.

Cilt bakımı için boza

Bozanın kanser önleyici olduğunu biliyormuydunuz?

Bozanın kanser önleyici rolü çok az biliniyor.

Son yıllarda boza üstünde yapılan araştırmalar, bozada bulunan nikotinik asitin kalp ve damar hastalığını önleyici etkilerinin haricinde başta cilt kanseri olmak üzere her türlü kanseri önleyici etkileri olduğunu da göstermektedir. 

Bozanın içindeki nikotinik asit vücudumuzda, bazı oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında hidrojen atomları ve elektronların taşıyıcı olarak işlev gören bir koenzim olan nikotinamit adenin dinükleotite (NAD) dönüşmektedir. 

NAD'nin de enerji metabolizmasını uyararak ve hasar görmüş DNA yapılarını onararak, derimizdeki yıpranmış hücreleri yenileyici özelliği sayesinde özellikle cilt kanseri vakalarını önleyici özelliği hatırdan çıkarılmamalıdır. 

Bozanın bu yararlarını dikkate alarak, kış aylarının bu güzel içeceğinden bol bol için ve sevdiklerinize ikram edin.

Diyetisyen Sanem Apa’nın ağzından Boza:

Sağlıklı bir içecektir boza, zaten sağlıksız olan bir besin var mıdır ki dünyada? Önemli olan hangi besinin ne miktarda tüketilmesi gerektiğini bilmektir. Çünkü hiç bir besin tek başına mucizevi etki yaratmaz ve yine aynı şekilde hiçbir besin de tek başına suçlu olamaz.

Boza’nın mayalanması sırasında oluşan laktik asit ve içerdiği aktif mayalar sayesinde probiyotik etkisi bulunur. Ayrıca, Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği nedeniyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcuların kullanımı için de çok uygundur.

Boza’nın içeriği sanılanın aksine sadece şeker değildir. Birçok besine göre besleyici öğeleri çok zengindir.  Boza;  kalsiyum, demir, fosfor, sodyum, tiamin, niasin, riboflavin bakımından değerlidir. 

Boza Mayalı bir içecektir. Bu da içinde laktik asit oluşmasına neden olarak, mideyi koruyucu etki yaratır, sindirimi kolaylaştırır, gaz şikayetlerinin ortadan kalkmasını sağlar, kabızlığı azaltır, mide yanması gibi şikayetlerin oluşmasına engel olur.

Boza’nın Besin Değerleri

100 ml Boza’da;

240 kcal enerji
57.5 gr karbonhidrat,
3.5 gr protein,
0.5 gr yağ,
29 mg kalsiyum,
1,3 mg demir,
97 mg fosfor,
1 mg çinko,
0.09 mg Tiamin(B1 vitamini),
0.05 mg Riboflavin (B2 vitamini),
1.16 mg Niasin bulunur.


Genel Bilgiler:

Boza, darı irmiği, su ve şekerden üretilen alkolsüz, hafif mayalı bir içecektir. Bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir. Boza, daha çok kış aylarında tüketilmektedir. Hacı İbrahim Bey’in 4. kuşak torunları Selin ve Mehmet’in yaptığı yeniliklerle artık 4 mevsim içilebilmektedir.

Boza’nın yoğun olarak içildiği mevsim Eylül – Mayıs ayları arasıdır. Uygun şartlarda (+4°C’ de) muhafaza edilirse 365 gün 4 mevsim içilebilir. Boza’nın içilebilecek kıvamını koruduğu süre asgari 15 gündür. 

Boza bozulmaz. Ancak hiçbir katkı maddesi kullanılmadığı için gün be gün ekşir ve duyusal özelliklerini kaybedebilir. Bozanın taze olarak tüketilmesi önerilir. Ekşi seviyorsanız oda sıcaklığında veya daha sıcak bir ortamda birkaç gün bekleterek daha ekşi kıvamlı Boza’nın tadını çıkarabilirsiniz.

Saklama koşulları:

Boza, serin bir ortamda asgari 15 gün saklanabilir, tercihen (+4°C’ de) buzdolabında saklayınız.

Boza Çeşitleri:



Boza’nın yapıldığı tahıl türüne göre çeşitleri bulunmaktadır. Dış ülkelerde yapıldığı yerin başlıca ürününe göre arpa,  yulaf, mısır, buğday, karabuğday,  çavdar, Arnavut darısı, gernik gibi tahılların unu, bazen da pirinç ve ekmek, nadir olarak da kenevir unu ve karamuk mayalandırılarak yapılmaktadır. 

Türkiye’de ise boza genellikle darıdan üretilmektedir.



Arama kelimeleri: Bozanın faydaları, Bozanın yarararı, Cilt bakımı için boza, Boza maskesi, Boza peelingi
Göz kuruluğu için doğal formül - İbrahim Saraçoğlu

Göz kuruluğu için doğal formül - İbrahim Saraçoğlu

Göz kuruluğu için doğal formül

Prof Dr İbrahim Saraçoğlu kışın göz kuruluğundan şikayet edenler için Karnabahar suyunu tavsiye ediyor.İbrahim Saraçoğlu Karnabahar suyunun kışın göz kuruluğundan şikayet edenler için mükemmel bir çözüm olduğunu söylüyor.


Göz kuruluğu için doğal formül tarifi


Malzemeler:

* 200 gram karnabahar

* 2 su bardağı su

Hazırlanışı: 200 gram karnabaharı küçük küçük doğradıktan sonra 2 su bardağı su ile 5-6 dakika haşlayın ve elde ettiğiniz karnabahar suyunu için. 

Detaylı bilgi için tıklayın => Göz kuruluğu için bitkisel çözüm

H3N1 virüsüne dikkat

H3N1 virüsüne dikkat

H3N1 virüsüne dikkat

Sağlık bakanlığı kış mevsiminde hızla yayılmaya başlayan grip virüsünün sanıldığı gibi Domuz gribi (H1N1) değil, farklı bir virüs türü olan H3N1 virüsü olduğunu açıkladılar.


İçinde olduğumuz günler grip virüsünün yayılmasına elverişli olduğu için tedbir olarak öncelikle gribe yakalanmış kişilerle yakın temasta bulunmaktan kaçınılmalı. Grip ve benzeri hastalığa yakalandı iseniz mutlaka evde istirahat edilmeli.

Hastalığınızı başkalarına da bulaştırmamak için mümkün olduğu kadar diğer kişilerle temasta bulunmaktan kaçınılmalı. Eller sık sık sabunla yıkanmalı. Öksürme, hapşırma esnasında ağız ve burun kağıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kağıt mendiller çöpe atılmalı.

Özellikle Sağlık çalışanları, 65 yaş ve üstündeki kişiler, yaşlı bakımevi ve huzur evlerinde kalanlar, astım dahil olmak üzere kronik akciğer ve kalp-damar sistemi rahatsızlığı olanlar, şeker hastaları, kronik böbrek yetmezliği olanlar, kan hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar ve  6 ay - 18 yaş arasında olup uzun süreli aspirin kullananlar daha çok risk altında bulunuyorlar.

Antibiyotik kullanmaktan kaçının

Bilinenin aksine Antibiyotikler gribi tedavi etmezler bu sebeple doktor tavsiyesi dışında antibiyotik kullanılmamalı. Mevsimsel grip hastalığının yoğunlaştığı bugünlerde gripten korunmada yeterli ve dengeli beslenme ile yeterli istirahatin önemi de unutulmamalı.



Grip için bitkisel çözüm önerileri

Hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler

Hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler

Hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler

- Baharat amaçlı kullanılan fesleğen, kekik, vs. bitkilerin genellikle pişirme veya tat vermek için kullanılan küçük miktarları emniyetlidir; ancak bu bitkilerin çay yapmak için kullanılan büyük miktarları (1-2 tatlı kaşığı gibi) hamileler için zararlı olabilir.

- Özellikle kabızlık yakınmalarının giderilmesi için kullanılan  doğal ve zararsız olarak düşünülen dışkı yumuşatıcı antrakinon içerikli bitkiler vardır. Bu bitkiler rahim dahil düz kasların kasılmasını sağlayarak düşük yapmaya sebep olabileceği için kullanılması sakıncalıdır. Acı çiğdem, akdiken (geyik dikeni), aloe vera, sinameki ve topalak gibi bitkiler bu grupta yer alan sakıncalı bitkilerdir.
- Rahim uyarıcı etkilye sahip olan Adaçayı, akdiken, Cezayir menekşesi, kekik, mazı, meyan kökü, ökse otu, pelin otu, ravent (ışgın), rezene, sinameki, yarpuz gibi bitkiler de aynı nedenle kullanılmamalıdır. Düzenli olarak tüketilmeleri ve özellikle de günlük 1-2 tatlı kaşığı gibi miktarları zararlı olabilir. Bu bitkilerin bitkilerin düşüğe  veya erken doğuma neden olan rahim uyarıcı etkileri olabilmektedir.
- Bitkilere acı tat veren alkoloidleri yoğun içeren Altınmühür (goldenseal), efedra, kına kına, kırlangıçotu ve yabani kiraz gibi bitkiler veya esansiyel bitki yağlarından anne-bebek arasındaki ya da anne rahmindeki ceninin fonksiyonlarını etkileyebileceği için sakınılmalıdır.  Bu bitkilerin düzenli tüketilmesi hamileler için sakıncalıdır. Adaçayı, ardıç, biberiye, civanperçemi, kekik, lavanta, mazı, mercanköşk ve rezene gibi bitkilerin yağlarının ağız yolu ile hamilelik sürecinde düzenli tüketilmesi de sakıncalıdır.
Akdiken, Cezayir menekşesi, civanperçemi, çarkıfelek (passiflora), kekik, mazı, meyankökü, ökseotu, pelin otu, ravent (ışgın), sinameki ve yarpuz gibi  Emenagog etkili bitkiler, adet görmeyi teşvik eden bitkiler olup hamilelik süresince kaçınılmalıdır. Bu bitkilerin hamilelikte kullanılması sakıncalıdır.
Etiketler: Hamilelerin tüketmesi sakıncalı bitkiler, Hamilelikte yararlı ve zararlı besinler, Hamilelikte Tüketilmesi Sakıncalı Besinler, Hamilelikte bitki çayları ve şifalı otlar, hamilelikte sakıncalı bitkiler, hamilelikte kullanılması sakıncalı bitkiler
Hakiki bal nasıl anlaşılır?

Hakiki bal nasıl anlaşılır?

Gerçek bal nasıl anlaşılır?

Gerçek bal ile sahte balın gerçek anlamda anlaşılması için bu konuda uzmanlaşmış özel labaratuvarlarda analiz edilmesi gerekir. Hakiki bal granül halde göründüğü halde tüketiciler bu balın şekerden yapılmış olduğu düşüncesiyle kullanmak istememekte. 

Tüketiciler akışkan balı tercih ettiğinden firmalar balı 90-100 °C kaynatarak ambalajlamaktadır. Bu yöntem balın içeriğnde bulunan vitamin ve enzimleri yok etmektedir. Doğru olan kaynatılmamış bal tüketmektir.


Balın "kristalize" olması ile "donması" aynı şey değildir. ikisi birbirinden farklıdır. Ballar içinde bulunan şeker türüne göre kristalize olmaktadır. Örnek olarak çam balı ve kestane balı hemen hemen kristalize olmaz.

İlginç olan ise toz şeker kullanılarak elde edilen sahte ballar da çam balı gibi uzun süre kristalize olmamaktadır.

Pamuk ve ayçiçeğinden elde edilen ballar çok çabuk kristalize olduklarından hasatın hemen ardından peteklerinden özel yöntemlerle süzülüp çıkarılır.Bu ballar kristalize olduklarında kabı ile birlikte sıcak suya konularak tekrar akışkan hale getirilebilir. Bu şekilde besin değerini kaybetmez.

Son zamanlarda piyasaya sürülen sahte ballar sağlığımıza zarar veriyor. Peki gerçek bal ile sahte balı birbirinden ayırt edebileceğimiz yöntemler var mı?

Evinizde uygulayabileceğiniz bazı yöntemler ile, hakiki ve sahte balı belli oranda anlamanız mümkün..

Hakiki bal nasıl anlaşılır?

- Bal buzdolabında şekerleniyorsa hakikidir.

- Bal  çok yoğun ve sürekli akışkanlığa sahip olmalıdır, Bal kesik kesik  akıyorsa sahtedir. Çam balı  yavaş akar, Çiçek balı hızlı akar. 


- Hakiki bal kaşık kullanılarak alındığında akışkanlığı kesintisiz olur.

Bal buzdolabında saklanmaz.  Ancak buzdolabında yaklaşık bir ay beklediğinde krem veya tereyağı kıvamına geliyorsa bu balın hakiki olduğunu gösterir.


- Soğuk havada donmayan bal gerçek değildir... Soğuk havada kavanozdaki balın alt kısımları zeytinyağının donması gibi donarsa o bal hakiki baldır.

- Sahte balın rengi biraz daha açık olur, normal balın kokusu olmaz. Normal balın kıvamı biraz daha yoğundur.

- Balı kaşık ile alıp yere döktüğünüzde sahte bal uzayarak tıpkı örümcek ağı gibi havada uçar.

- Balın şekerlendiğinde, normale dönmesi için güneşe çıkarmanız veya kabı ile birlikte sıcak suya koymanız yeterlidir.

- Bal şeker ile yapılan diğer şerbetlere göre çok daha fala keskindir. Bal fazla tüketildiğinde  genizde hafif yanma yaparsa bu yediğiniz hakiki baldır.


- Balda az da olsa şekerden kaynaklanan alkol olması sebebi ile kibrit çöpü veya kağıt üzerinde cızırdayarak yanar.


Bal ve balın faydaları

Kestane Balının Faydaları


Bağışıklık sistemini güçlendirmek için bal kürü