Kadınlar Kulübü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadınlar Kulübü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Justin Timberlake & Jay-Z Düeti "Suit & Tie"!

Justin Timberlake & Jay-Z Düeti "Suit & Tie"!


Justin Timberlake müziğe bomba gibi bir dönüş yaptı! Justin ve Jay-Z'nin yeni düeti olan Suit & Tie yayınlandı! Müzik tam Justin tarzında olmuş. Şarkı yayınlandığı andan itibaren iTunes'da ilk sırada yerini aldı bile. Çıkacak olan yeni albümünde de tam 20 şarkı yer alıyor. Sabırsızlıkla bekliyoruz!
CİNSEL HAYATINIZI KORUMAK İÇİN ÖNERİLER

CİNSEL HAYATINIZI KORUMAK İÇİN ÖNERİLER

Cinsel hayatınızı korumak ve uzun süreli, keyifli bir cinsel hayat yaşamak sizin elinizde, biraz da. Bazı kurallara dikkat ederek, alacağınız önlemler, sizlere uzun süreli ve kaliteli bir cinsel hayat yaşatacak. Osman Müftüoğlu ile, cinsel hayatınızı koruyacak öneriler ;

KİLO PROBLEMİ : Kilo problemei, cinsel hayatı olumsuz yönde etkiler. Düzenli ve sağlıklı kilo verme programıyla, damarlardaki kan akışını hızlandırıp, cinsel hayatınıza olumlu katkıda bulunabilirsiniz.
DÜZENLİ EGZERSİZ ÖNEMLİ : Düzenli egzersiz yapmak, sek gücünün azalmasına neden olan, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden korur, damarları genç tutar. Bu da daha sağlıklı ve iyi bir cinsel hayat demektir.
STRESİ KENDİNİZDEN UZAK TUTUN : Çağımızın hastalığı depresyon ve depresyon tedeavisinde kullanılan ilaçlar, cinsel hayatı olumsuz etkileyen sebepler arasıda yer alıyor. Ayrıca, çok gerilimli ve stresi fazla olan erkeklerde, daha erken yaşlarda cinsel hüç kaybı görülmekte.
ALKOL VE SİGARAYA HAYIR : Her ikisi de, toksik madde olduğundan dolayı, cinsel hayatı, son derece olumsuz etkiler.
DÜZENLİ BİR CİNSEL HAYAT : Düzenli cinsel birliktelik, cinsel güç kaybının önüne geçer.
DÜZENLİ VE YETERLİ UYKU ÖNEMLİDİR : Yorgunluk ve uykusuzluk, kaliteli bir seks hayatını, olumsuz yönde etkileyen baş düşmanlarda bir tanesidir.
PANİK YAPMAYIN : Pek çok erkek, yukarıda saymış olduğumuz sebeplerden dolayı, cinsel güç kaybı yaşayabilir. Hemen panik yapmayın. Kısa süreli tatiller, düzenli dinlenmeler ve stresten uzaklaşmak, sorununuzu azaltmaya yardımcı olabilir. Ama, yinede bu konuda bir uzaman hekime başvurarak, gereken muayene ve tetkiklerinizi yaptırmanızda fayda vardır.
DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN KADINLARDA İDRARYOLU ENFEKSİYONU VE İDRAR KAÇIRMA İÇİN BİTKİSEL KÜR

DR İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN KADINLARDA İDRARYOLU ENFEKSİYONU VE İDRAR KAÇIRMA İÇİN BİTKİSEL KÜR

Anatomik yapı itibariyle, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarına çok daha fazla rastlanılır. Tıbbi tedavinin yanısıra bitksel yöntemlerden de faydalanılabilir. işte idrar yolu hastalıkları için İbrahim Saraçoğlunun bitkisel kür önerisi;
KADINLARDA GÖRÜLEN İDRAR YOLU ENFEKSSİYONLARI :
İdrar yolu enfeksiyonları için oğluotu (Melisa) çok iyi gelir. 1 bardak suda, 5 dakika kaynatılan oğluotu, dinlendirildikten sonra, öğleden önce ve öğleden sonra içilir.
Çok fazla kilo almak, sık ve zor doğumlar, çok fazla idrar tutmak gibi sebepler, idarar torbasının, yani mesanenin sarkmasına sebep olur ve durum da idrar kaçırma nedenidir.Dr Adnan İbrahim Saraçoğlundan kadınlarda idrar kaçırma sorunu için, bitkisel kür ;
KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA İÇİN BİTKİSEL ÖNERİ : Kadınlarda en çok görülen sorunlardan bir tanesi de idrar tutamama, yani idrar kaçırma sorunudur. Mesanenin sarkması ile birlikte görülen bu sorun için, Dr İbrahim Saraçoğlunun bitkisel önerisi ; Sarıballıbaba otu : 1 su bardağı suyun içine, 1 tatlı kaşığı sarıballıbaba 1 hafta süreyle günde 1 barkak, bir haftanın sonunda iki günde 1 bardak içilir. Toplam, 25 içimlik kür olarak hergün taze hazırlanacak.
VAJİNAL KURULUK VE SEBEPLERİ

VAJİNAL KURULUK VE SEBEPLERİ


Vajinal kuruluk , pek çok kadının yaşadığı ve pek çoğunun da, anlatamadığı bir sorun. Öncelikle, vajinal kuruluğun ne olduğunu açıklayalım.
Vajinal kuruluk; estrojen hormonundaki, belirgin düşüşe bağlı olarak gelişen değişikliklerdir. Hastalık aynı zamanda, atrofik vajinitis olarak da bilinir.
Sağlıklı bir cinsel ilişki için, vagina kayganlaştırılmış olmalıdır. Vagina girişinde ve rahim ağzındaki özel salgı bezleri, sümüksü kıvamda kaygan bir sıvı salgılayarak, vajen kayganlığını sağlamaktadırlar. Bu salgı, cinsel ilişki öncesinde, kadını cinsel olarak uyarılmasıyla, cinsel birleşmeye hazırlar. Bazı durumlarda, vagina kayganlığı yeterli olmaz ve vajinal kuruluk yakınması oluşur. Böyle bir durumda, cinsel ilişki beklenen düzeyde değildir ve kadın açısından ağrılı olabilir. Vajinal kuruluk yakınması genellikle, menopoz sonrası yıllarda, kadınlık hormonu olarak bilinen Östrojen eksikliğine bağlı olarak oluşur ve menopoz tedavisi ile giderilir. Ancak, normal erişkinlik yıllarında da vajinal kuruluk yakınması olabilir.
VAJİNAL KURULUĞUN SEBEPLERİ;
Vajinal ıslanma azlığı, hormonal bir problem olarak, sıklıkla menopoz döneminde estrojen hormonunun azalmasıyla karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde verilen lokal (bölgesel) etkili vaginal fitil veya kremler, vaginadaki kuruluğu ve kuruluğun neden olduğu ilişki problemlerine de çözüm olacaktır.
Yine, doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme dönemlerinde artan “prolaktin (süt hormonu)” kadındaki estrojen hormonunu baskılayarak vaginadaki kuruluğa sebep olabilmektedir.
Vajinal enfeksiyonlar, kullanılan bir takım ilaçlar, hiperprolaktinemi (prolaktin hormonu yüksekliği) durumları, vajinal duş alımı (vajina içini yıkama), stres, vajinal fitil ve ilaçlar yine vaginada kuruluk şikayeti yapabilirler.
Üreme çağında vajinal kuruluk nedenleri: Yeterli cinsel uyarının olmaması , Cinsel isteksizlik, Depresyon, Vajinal enfeksiyonlar, Hormonal dengesizlikler (hiperprolaktinemi), Emzirme (laktasyon) dönemi, vajinal kurulukta etken sebeplerdir.
VAJİNİSMUSUN SEBEPLERİ VE TEDAVİSİ

VAJİNİSMUSUN SEBEPLERİ VE TEDAVİSİ


Pek çok kadının sessiz kabusu olan Vajinismus; cinsel birleşme sırasında, kadının vajen kaslarının, refleks olarak, istem dışı kasılması sonucunda, cinsel birleşmenin hiç olamaması ya da, çok zor olması durumudur. Vajinismus, pek çok sebeple ortaya çıkabilir. Geçmişte yaşanan cinsel taciz gibi, ciddi bir psikolojik travma yaşamış kadınlarda görülebileceği gibi, ağrılı bir jinekolojik muayene de, vajinismusa sebep olabilir. Katı dini inançlar ve cinsel eğilimdeki bozukluklar da, vajinismusu tetikleyen etkenler arasındadır. Ama, en çok bilinen ve en sık rastlanan sebep ise, psikolojik kaygılardır. Özellikle çocuksu, aileye bağımlı ve ruhsal gelişimini sağlıklı bir biçimde tamamlamamış kadınlar, risk grubunu oluşturmaktadır. Vajinismusta, cinsel soğukluktan çok, cinsel ilişki sırasında zarar görme ve acı çekme duygusu ağır basmaktadır. Vajinismusun, az gelişmiş ülkelerde, ailevi ve dini baskılar altında yetişen kadınlarda daha çok görüldüğü savunulmaktadır. Kadının, küçük yaşlardan itibaren, erkeklerden uzak tutulması ve bu yöndeki baskılar, cinsellik hakkındaki çeşitli hurafeler, kadınları, ileriki cinsel yaşamından, küçük yaşlardan itibaren uzaklaştırmakta ve sonuç olarak, vajinismusu yaşamalarına neden olmaktadır.
VAJİNİSMUSUN BELİRTİLERİ;
*Cinsel ilişki sırasında yapılan hareketler can yakıyor ve zevk almanızı engelliyorsa,
*Bugune kadar hiç acısız seks yapmadıysanız,
*İlişkiyi olması gibi tamamlayamıyor ve istediğiniz hazzı alamıyorsanız,
*Partneriniz içinize girerken duvara çarpmış gibi oluyorsa,
*İçinize girdiğinde siz rahat bıraksanız bile sanki vajinanızı sıkıyormus gibi kasılıyorsanız,
*İlişki sırasında acıdan dolayı bırakma isteği oluyorsa,
VAJİNİSMUS VE GEBELİK ;
Vajinismus, gebeliğe engel bir durum değildir. Sadece, cinsel birleşmenin olama durumudur. Bu yüzden, eğer kadının veya erkeğin gebeliğe engel bir rahatsızlığı ve infertilitesi (kısırlığı ) yok ise, vajen ağzına dökülen spermlerin hızlı hareket etme ve yüzme kabiliyeti nedeniyle, gebe kalma ihtimali olacaktır. Ama, bu durumun normal birleşmeye oranla, daha az gebelik şansı olduğu da göz ardı edilmemelidir. Nitekim, ülkemizde vajinismusu olup da anne olan bir çok kadın bulunmaktadır.
VAJİNİSMUS TEDAVİSİ ;
Öncelikle, kişinin rahatlatılarak, uygun bir ruhsal ortam hazırlanmalı ve en önemlisi, kendisini hazır hissetmesini sağlayarak, muayenesi yapılmalı, herhangi bir hastalığının olup olmadığı tespit edilmelidir. Uygun ruhsal durum sağlanamaz ise, kişi tıpkı cinsel birleşme sırasında yaşadığı gibi, korkulara ve paniğe kapılabilir, bacaklarını kapatıp, ağlama krizine girebilir.
Muayene aşaması geçildikten sonra, eğer herhangi bir hastalık yok ise, çatı kaslarını gevşetecek bir takım egzersizlerle işe başlanabilir. Tabi, bu arada eşlerin ikisinin birlikte, psikiyatrik yardım alması gerektiği de unutulmamalıdır. Fakat, unutmamak gereken diğer önemli bir konu da şudur. Vajinismus, kadın ve erkeğin ortak aile sorunudur. Bu yüzden, eşler birbirlerine karşı anlayışlı davranmalı, birbirlerini suçlamaktan kesinlikle kaçınmalıdırlar. Psikiyatrik destek, eşlere uygun bir tedavi yöntemi kullanılması gerekir. Bu seanslar sırasında, eşlerin üzerine düşen görev ise; Kendilerine verilen ödevleri yerine getirmek, tedavi süresini tamamlamak ve tedaviye sonuna kadar inanmaktır. Unutmayın ki, inanmak başarmanın yarısıdır.
AHMET MARANKİDEN MEME - RAHİM KANSERİ VE ERKEN MENAPOZ İÇİN ÖNERİLER

AHMET MARANKİDEN MEME - RAHİM KANSERİ VE ERKEN MENAPOZ İÇİN ÖNERİLER


Ahmet Marankinin önermiş olduğu, bitkisel çaylar, erken menapozu önleme özelliği başta olmak üzere, meme ve rahim kanseri ile pek çok kanseri önlemek konusunda yardımcı. İşte o bitkiler.

Sarı civan perçemi, 1 çiçek kadar kısmı 1/2 litre suyun içinde, 1 takla attırılıp, demlenir. Günde 3 defa içilir. Aynı çay,istenirse, Aslanpençesi, adaçayı, çoban çantası ile de yapabilirsiniz. Dönüşümlü olarak kullanabilirsiniz.
İşinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin!

İşinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin!

İşinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin!

Etkili bir şekilde ev ve iş hayatınızı ayırarak daha mutlu olmak ister misiniz? İş hayatınız yüzünüzden evinize ve kendinize vakit ayıramıyorsanız ve bu durumdan sıkıldıysanız doğru yerdesiniz...

Bunları okuduktan sonra günün sonunda eve gitmeden önce iş stresini çalışma masanızda bırakacaksınız!
'Çok yorgunum' Bu ses tanıdık geliyor mu? İş planınız kaydı, bitmek bilmeyen büyük projeler, toplantılar, sunumlar. Sürekli iş hayatınızda başarılı ve daimi olmak için çırpınıp duruyorsunuz. Tüm boş zamanlarınızı ve dikkatinizi işinize harcamak zorundaymış gibi hissediyorsunuz. Rahatlamalısınız...  İşinizde sizden başka birde ekip üyeleri var!

Tüm bu koşuşturma, plan program ve stres içinde işten çıkıyorsunuz ve 30 dakika içinde çocuğunuzu okuldan almanız gerekiyor. Eşiniz iş gezisinde ya da belki de ayrısınız. Eve döndüğünüzde proje üzerinde çalışmanız gerek. Çocuklarınızla vakit geçirmek ve iş stresinden kurtulmak için ne yapabilirsiniz?

Hayat adil değildir bunu kabul edin. Bazen en kolay yerine her zaman en zoru seçen sizsinizdir ve bunun bedelini en az seviyede ödemeye çalışın. İşler ters gitse bile elinizden geleni yaptığınız ve çocuklarınızla ilgilenemeseniz bile hala yanınızda oldukları için şükredin. Şunu düşünün 'ben çocuklarıma iyi bir gelecek sağlamak için bu kadar çok çalışıyorum'. Bu perspektiften bakmak sizi rahatlatacaktır.

İş planınızda değişiklikler yapabilirsiniz. Her zaman uyguladığınız yolu daha akıllı bir yöntemle değiştirin.

Projeler, ilişkiler, aile ve duygularınız için belki de enerjiniz kalmamıştır. Kendinizi güçsüz ve bir dram sahnesinde kıvranan kadın olarak hissettiğiniz an hayatınızı değerlendirip neyin önemli olduğunu anlamaya çalışın. Sıkıntılarınızı öncelik sırasına göre ele alın ve teker teker yönetilebilir hale getirin.

Bazen işteki konumunuzun ne olduğunun gerçekten farkında olmanız size ekstra bir sorumluluk yükler. O kadar emek, yıllarca baş ettiğiniz insanlar ve durumlar... Bunları düşünmek stresle başa çıkmanın yollarından değildir.

Boğulmuşluk hissi ile stresle başa çıkamazsınız. Bu durumda belkide profesyonel bir yardıma başvurabilirsiniz.

Kaplumbağa olmayın. Yavaş ve istikrarlı bir şekilde de yarışı kazanabilirsiniz. Kendi hızınızla gidin ve tavşanı geçin!

İşten çıktıktan sonra eve gitmeden önce kendinize 15 dakika ayırın. Zihninizi boşaltmak için bu 15 dakika size kısa ama güzel bir tatil gibi gelecektir.

Çocuklarınızla bir alışveriş merkezinde ya da yol üzeri bir kafede yemek yiyin.

Arabanızla eve dönmek yerine belli bir yere kadar tek başınıza yürüyün.

Çocuklarınızla parka gidin, onlar oynarlarken siz bir bankta durup hiçbir şey yapmadan dinlenebilirsiniz.

Küveti doldurun, mumları yakıp ışıkları kapatın ve sadece tadını çıkarın.

Çocukları babaannelerine bırakın ve eşinizin tadını çıkarın.

Kız arkadaşlarınızla hafif alkollü bir içki için ve  biraz sohbet edin.
Aşk acısını dindirmenin 10 farklı yolu

Aşk acısını dindirmenin 10 farklı yolu


Aşk acısını dindirmenin 10 farklı yolu

Ayrılık acısı hayatınızı mı kararttı? Aradığınız kişinin o olduğunu sanmıştınız ama siz istemediğiniz halde ayrılmak zorunda kaldınız. Üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Ayrılıklar hep acı verir ve zaman en iyi ilaçtır. Yaşamakta olduğunuz bu sürecin ‘geçici’ olduğunu bilmelisiniz.

İnsanlara yardımcı olmak isteyen medyum ve tarot okuyucusu Brenda, ayrılık acısı çekenlerin bu sıkıntılı süreci mümkün olduğunca çabuk atlaması için tavsiyelerde bulunuyor.

1. Gereksiz bütün iletişimi kesin

Çok gerekmedikçe ayrıldığınız kişiyle konuşmayın. Ayrıldığınız kişiden çocuğunuz varsa veya aranızda henüz kapatmadığınız parasal ve maddi konularınız vs. o kişiyle (sadece bu konuları konuşmak amacıyla) temas kurabilirsiniz. Ama ortak arkadaş ve dostlarınızla sohbetlerinizde bile o kişiden bahsetmeyin. Ortak sosyal çevre nedeniyle aynı ortamlara girmeniz gerekiyorsa, nazikçe selamlaşmak dışında o kişiyle yalnız kalmayın ve konuşmayın.

2. Sizin için duygusal anlamı veya anısı olan, o kişinin size verdiği eşyalardan derhal kurtulun

Hediyeler, notlar, mektuplar vs. Bunları ayrıldığınız kişiye geri vermeyin. Maddi değeri olmayan eşyaları atın. Satılabilecek olanları (giysiler vs) satın veya hayır kurumlarına bağışlayın. Hiçbir koşulda bunların size geri gelmeyeceğinden emin olun.

3. Arkadaşlarınızla daha sık vakit geçirin

Zor zamanlarda arkadaş desteği önemlidir. Ama arkadaşlarınızı ağlama duvarına çevirmeyin. Onlarla birlikte yapacağınız başka etkinlikler sizi oyalayacaktır.

4. Hemen başka bir ilişkiye atlamayın

Çivi çiviyi söker diyerek hemen başkasıyla ilişkiye giren insanlar vardır. Ama bu yanlıştır! Başka insanlarla tanışmak tamam ama başka insanlarla duygusal ve cinsel ilişkiye başlamak için çok yanlış bir dönemdesiniz. Kalbinizde ayrılık acısı varken doğru kişiyi bulsanız bile doğru ilişkiyi yaşayamazsınız.

5. Eğlenceli ve yaratıcı bir şeyler yapın

Daha önce vakit ayıramadığınız için başka bir zamana ertelediğiniz bir şeyler yapın. Dans kursuna gidin, egzersize başlayın.

6. Ayrıldığınız kişinin hiç hoşlanmadığınız negatif yanlarını düşünmeye çalışın.

İnsanlar ayrılmışsa bir sebebi vardır. Ayrılık acısı yaşarken insanlar hep ‘yaşanan mutlu günleri’ düşünür ama bu düşüncenin size bir yararı olmaz. Kendinize “Ayrılmamız iyi oldu, çünkü…” diye başlayan bir liste yapın. Ayrılık sürecini bir ‘arınma’ süreci olarak düşündüğünüzde psikolojik değişiminizi olumlu bir raya oturtabileceksiniz.

7. Ayrıldığınız kişi hakkında duygularınızı ve düşüncelerinizi bir kâğıda yazın

Bu kâğıdı asla o kişiye göndermeye kalkmayın! Bu kâğıdı bir süre sakladıktan sonra yok edin gitsin. Ayrıldığınız kişiye artık duygularınızı açıklamanın anlamı yoktur. Çünkü o artık sizin duygularınızı önemsemediği için sizin hayatınızdan çıkıp gitti. Ona olan duygularınızı açıklamanız onu geri getirmez. Aksine sizi zayıf ve patetik gösterir.

8. Yalnız kalmaktan korkmayın

Dünyanın sonu değil bu. Bu sizin yaşadığınız acıları ve sıkıntıları yaşayan milyonlarca insan var yeryüzünde. Kendinizi tekrardan iyi hissedecek ve yeni birini nasıl olsa bulacaksınız.

9. Duygusal meselenizi aklınızda ve kalbinizde tam olarak bitirmeden önce ayrıldığınız kişiyle arkadaş olmayı falan düşünmeyin

Ayrılırken “dost kalmak” nazik bir temennidir. Ama insanlar ayrıldıkları kişilerle çok nadiren dost kalabilirler. Duygusal dengenizi tekrar yoluna koyduktan sonra, ancak o zaman o kişiyle arkadaş olarak devam etmek isteyip istemediğinize karar verebileceksiniz. Daha önce değil.

10. Ayrılık acısı çekerken alkole ve yemek yemeye sardırmayın

Acınız unutmak için başkasıyla seks yapmaya da kalkmayın. Hiçbir faydası olmaz. Yaşadığınız bu acılı sürecin en iyi ilacı zamandır. Bu süreçte kendinize karşı sabırlı ve nazik olun. Ayrılıktan ötürü kendinizi suçlamayın. Bu deneyimden bir şeyler öğrenmeye çalışın. Yaşananların bir hata değil, ileriye giden yolda yaşadığınız bir öğrenme süreci olduğunu düşünün…
Kimler şiddete daha meyilli?

Kimler şiddete daha meyilli?


Kimler şiddete daha meyilli?

Günümüzde şiddet toplumsal bir sorun haline geldi. Peki toplumumuzda şiddetin bu denli artış göstermesinin sebepleri neler? Kimler şiddete başvurmaya daha fazla meyilli? İşte yanıtlar...

Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi (BRSHH) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Türkcan, alkol veya madde kullanım bozukluğu olan, daha önce suç davranışları olan, topluma karşı kişilik bozukluğuna ilişkin özellikleri olan bireylerde şiddet eğiliminin daha fazla olduğunu söyledi.

Şiddetin oluşmasında, hizmet alan ve veren kişilerin ruhsal durumları ve iletişim yöntemleri, işyerinin yapısı, çevresel ve kültürel faktörler, yasal düzenlemelerin önemli rol oynadığını belirten Dr. Ahmet Türkcan, “Sağlık alanında, sıkıntılı, ızdıraplı kişiler ve bunların yakınlarının şiddet davranışına sık rastlanılır. Uzun bekleme süreleri, bekleme bölümlerinin konforunun düşük olması gibi faktörler şiddet davranışlarının oluşmasına yol açabilir” dedi.

Şiddete başvurarak sorunları çözmeye çalışmanın öğrenilmiş ve tekrarlanan bir davranış şekli olduğunu aktaran Dr. Ahmet Türkcan, “Sorunlarla alternatif ve şiddet dışı yöntemlerle başa çıkmayı öğrenememek şiddet davranışına başvurmayı artırabilir” diye konuştu.

Çocukları Korumalıyız

Günümüzde toplumda şiddetin bu denli artış göstermesinin birçok sebebi olduğunu da ifade eden Dr. Ahmet Türkcan, şöyle devam etti:

“Bir toplumda şiddetin artışına etki eden ekonomik, kültürel, sosyal, yasal pek çok faktör bulunmaktadır. Toplum ruh sağlığına etki eden faktörleri tanımlayarak bunlara ilişkin düzeltici müdahalelerde bulunmak önemlidir.

Örneğin ebeveyn eğitimi, anne baba okulları, bireylerin ruhsal ve bedensel sağlıklarının düzeltilmesi, erken dönemde ruhsal sorunların saptanarak bireysel-ailesel terapötik girişimlerin yapılması, yaşam şartlarının iyileştirilmesi, eğitimin iyileştirilmesi, güven duygusunun ve toplumsal sorumluluk ve dayanışma duygusunun geliştirilmesi ve yasal düzenlemelerle şiddetin engellenmesi gibi pek çok yöntemin uygulanması gereklidir.
Kitle iletişim araçlarında şiddet içeriğinin azaltılması, denetlenmesi, çocukların bu açıdan korunması önemlidir.”

İlaç Tedavisi ve Psikoterapi Uygulanabilir

Psikiyatride güncel sınıflandırma sistemlerinde “şiddet bağımlılığı” isimli bir hastalık tanısı bulunmadığını hatırlatan Dr. Ahmet Türkcan, şunları kaydetti:

“Şiddet davranışları, psikotik bozukluklar, duygudurum bozuklukları gibi psikiyatrik bozukluklarda görülebilir. Antisosyal kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu vb. bazı kişilik bozuklukları ve özellikleri olan bireylerde, alkol madde kullanım bozukluğu olanlarda, beyin hastalıklarına bağlı bilişsel bozukluğu olan bireylerde şiddet davranışları görülebilir. Şiddet davranışları tekrarlayıcı nitelik kazanmış olgularda, psikiyatrik değerlendirmelerle ilaç tedavileri ve psikoterapiler uygulanabilir. Örneğin çabuk öfkelenen ve şiddete başvuran olgulara öfke kontrolüne ilişkin bilişsel davranışçı terapilerle yardım edilebilir.”
Tekrarlamaktan vazgeçemediğimiz hatalar

Tekrarlamaktan vazgeçemediğimiz hatalar

Tekrarlamaktan vazgeçemediğimiz hatalar 

 

İnsanlar hayatı hata yaparak öğrenir. Ancak hepimizin sıkça yaptığı ortak hatalar da vardır. İşte ders almamız gereken en sık yapılan hatalar ve hedefinize ulaşmanızı sağlayan öneriler…

Sorunları ve hedeflerinizi ertelemek
Sorunlarınızı her zaman ertelemek insanların yaptıkları hatalardan en yaygını.. Hedeflerinizi asla ertelemeyin. Sorunlarınızın üstünü örterek görmezden gelmeyin. Yeni yılın ilk ayını doldurduk bile, hala hedeflerinizi gerçekleştiremediyseniz daha fazla ertelemeniz için neden yok. Yavaş yavaş hedefinize doğru ilerlemeye gayret edin. Yapılması gereken değişiklikleri, ne zaman ilerleyeceğinizi ancak siz bilirsiniz. Bir süre bununla ilgili planlar yapın ve uygulamaya koyun.

Acele etmek
Beklentilerinize ulaşmak için acele etmeyin. Yeni yılla ilgili beklentilerinizi olduğundan yüksek tutmuş olabilirsiniz ancak vazgeçmeyin. 3, 6, 9 ay içinde yaşamınızda büyük değişiklikler yapabilmeniz çok düşük bir ihtimaldir. Yaşamınız 6 ay ve 1 yıl arasında değişebilir. Hedefinize ulaşmanız için gereken zamanı doğru hesaplayın. Hayalinizin kısa sürede olmasını ya da size altın tepsi de sunulmasını beklemeyin.

Tek başına hareket etmek
Yanız kalmayın, birine danışın. Kilo vermek istiyorsanız zayıflayan birine nasıl başardığını sorun, sigara bırakmak için sigarayı bırakan birinden destek alın, işinden ayrılan biri varsa sonrasını öğrenin. Doğru yolu bulmak için deneyimlere, bilgiye ihtiyacınız var. Bunu yalnız yapmaya çalışmayın. Bir plana ihtiyacınız var. Hedeflerine ulaşan iyi insanların biyografilerini okuyun. İstediğiniz gibi bir değişikliği kimlerin yaşadığını biliyor musunuz? Ne kadar çalıştılar, ne kadar zaman aldı, ne yaptılar öğrenin.

Kaldıramayacağınız yükün altına girmek
Üstesinden gelemeyeceğiniz, kaldıramayacağınız yükler edinmeyin. Hayatınızda 5 şeyi değiştirmek isterseniz hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Eğer bu yıl sigarayı bırakma, taşınma, ruh eşinizi bulma, kariyer değişikliği ve iyi maaş beklentiniz varsa üzerine soğuk su içebilirsiniz. Gerçekten istediğiniz şeyi elde etmek istiyorsanız en çok iki tanesini belirlemeniz doğru olacaktır.

Kendinize sorun; “Bu yıl gerçekten mutlu olmak için ne yapmalıyım?” Beyniniz istediğiniz şeye daha iyi odaklanacaktır.

Geçmişte yaşamak
Sorunların en büyüğü günü takip edememek, geçmişte yaşamaktır. Geçmişe aşırı bağlı biriyseniz umduğunuz şeyleri elde etmeniz daha zor olacaktır. Geçmiş, gelecekte yapacağınız yanlışları bildirmez. Geçmişte edindiğiniz sizi engelleyen hayalet korkularınızdan kurtulun. Kendinizi affedin, geçmişte yaşadıklarınızı kabul edin ve olumsuz tecrübelerinizden ders alarak geleceğinizi şekillendirin. Geleceğinizi siz şekillendirin.