Cinsel sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cinsel sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aşırı adet kanaması tedavisi

Aşırı adet kanaması tedavisi

Aşırı adet kanaması tedavisi

Âdet döneminde çok kanama oluyorsa mutlaka hekiminize danışmalısınız. Hekiminizin, miyom veya endometriyoz sorununuz olup olmadığını ya da anemik olup olmadığınızı   kontrol etmesi gerekebilir.

Beslenme: Kan damarlarınızın duvarlarını kuvvetlendirmek için C vitamini ve flavonoidler içeriğinden zengin olan yiyecekler ve aşırı kan kaybının sebep olduğu kansızlığı önlemek ve tedavi etmek için de demir içeriğinden bol yiyecekler yiyin.


Aromaterapi: Adet döneminde aşağıda vereceğimiz karışım ile karnınıza her akşam masaj yapın: bir damla rumî papatya, bir damla, bir damla  adaçayı, bir damla Isparta gülü, iki damla mercanköşk ve bir yemek kaşığı tatlı badem yağı ya da zeytinyağı.

Bitkisel ilaçlar: Eşit miktarlarda tahta biti otu, kasık otu, hidrastis, beth root (trillium erectum),  ve ahududu yaprağı ile hazırlayacağınız çaydan için. Melek otu ve hayıt da faydalıdır. Çay veya tentür olarak günde üç kere kullanın.

Ne Zaman Tıbbi Yardım Gerekir?

  • Aşırı âdet kanaması varsa veya düzensiz âdet görüyorsanız.
  • Her ay birkaç gün süren şiddetli sancınız oluyorsa.
  • Üreme sorununuz varsa.
  • İki âdet arası kanama oluyorsa.
  • Âdetten kesilirseniz.
Menopozu sorunsuz geçirmek için püf noktaları

Menopozu sorunsuz geçirmek için püf noktaları

Menopozu sorunsuz geçirmek için püf noktaları


Türkiye'de menopoz ortalama 40-45 yaşlarından sonra görülüyor ve kadın yaşamının önemli dönemlerinden birisi olan menopozu rahat ve sağlıklı geçirmek için beslenmenin rolü çok önemli .


Eğer siz de son zamanlarda terlemeler, sıcak basmaları, uyku problemleri yaşıyorsanız; çok dikkatli olduğunuz halde eskiye göre daha hızlı kilo alıyorsanız ve adet kanamalarınız da kesilmeye başladı ise sizin için yeni bir süreç başlamış olabilir. 

Menopoz kadın için son değil, yeni bir başlangıçtır, ve bu dönemi rahat geçirmek için önemli etkisi olan beslenmenin önemini gözardı etmemek gerekir.


Menopoz döneminde yaşananların sadece terleme, sinirlilik, uyku problemleri, gibi belirtiler ile sınırlı değildir, “Menopoza kadar erkekler kalp damar hastalıklarında daha riskli sayılırken; menopoz sonrasında kadın ve erkek eşit risklere sahip olmaktadır. 

Abdominal (karın bölgesi) obezite dediğimiz, bel çevresindeki genişleme ile birlikte diyabet görülme ihtimali de artar. Yanı sıra kemik erimesi açısından çok daha dikkatli olunması ve rutin kontrollerin yaptırılması gerekir” dedi.

Menopoza paralel olarak artan hastalık risklerinin beslenme tarzında ciddi değişiklikler yapmayı zorunlu kılar, ideal ağırlığı korumanın daha zor olduğu menopozda dikkat edilmesi gereken beslenme kurallar şunlardır.


MENOPOZDA SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENMEK İÇİN… 

• Ölçüyü kaçırmadan her gün bir miktar ceviz, fındık ve badem yiyin.

• Günde 2 fincan yeşil çay için. Yeşil çay kan yağlarını azaltır ve metabolizmayı çalıştır. İçine 1 çubuk tarçın ve sindirim sorunlarını azaltmak için rezene katarsanız, kendinize metabolizma hızlandırıcı bir içecek hazırlamış olursunuz. 


• Güne su içerek başlayın. Su içmek dolaşım hızınızı artırır ve günde 10 bardak su içiyorsanız kilo almanız, eskiye göre daha zor olacaktır. 

• Yemekten önce içeceğiniz bir bardak su, daha kolay doymanıza yardım edecektir.

• Porsiyonlarınızı küçültün. 


• Posanın kalp hastalıkları ve kansere yakalanma riskini azalttığı bilinmektedir. Bu nedenle posalı beslenmeye çalışın. Gün içinde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmek, günlük posa ihtiyacınızı karşılar. 


• D vitamini eksikliğini önlemek için gün ışığında yürüyüş yapın. 


• Fiziksel aktivitenizi artırın. Bu, hem kilo almanızı önleyecek hem de kemik erimesine engel olacaktır. 


• Bel çevresindeki yağlanma, çok hızlı yemek yediğiniz için olabilir. Yemek yemeye zaman ayırın ve yavaş yiyin. 


• Süt, yoğurt, peynir ve koyu yeşil yapraklı sebzeler iyi bir kalsiyum kaynağıdır. Unutmayın, eğer eksik kalsiyum alıyorsanız, kilo vermeniz zor olacaktır. 


• Kesilen adet kanamaları ile demir eksikliği olması ihtimali azalacaktır. Bu nedenle kırmızı eti haftada 1 defa yemeniz gereklidir. Ayrıca daha sık balık yemeye özen gösterin. 


• Ekmeği hafife almayın. Her öğün yediğiniz 1 dilim tam tahıllı ekmek, B grubu vitaminleri karşılamanızı sağlar, kas kaybını önler. 


• Uykusuzluk, gece yemek yemenize ve kilo almanıza neden olabilir. Uykudan önce bir fincan melisa çayı içmeniz daha kolay uyumanızı sağlayabilir. 


• Bu dönemde ‘çok şişiyorum, ödemim oluyor’ dememek için tuzu azaltın. 




Gürkan Kubilay'dan Menopoz diyeti programı




Adet dönemi baş ağrısı nedeni

Adet dönemi baş ağrısı nedeni

Adet dönemi baş ağrısı nedeni

Baş ağrısının oluşmasının pek çok nedeni olmasına rağmen kadınlarda görülen baş ağrılarının çoğu adet döneminde ortaya çıkmakta.

Hormonal dalgalanmalar nedeniyle artan baş ağrılarınızdan kurtulmak için yapmanız gereken ilk şey ise baş ağrısı günlüğü tutmaktır. 



ERGENLİK DÖNEMİ İLE MİGREN SIKLIĞI ARTAR

Ergenlik dönemi öncesinde, kız ve erkek çocuklarda migren sıklığı aynı olmasına rağmen adet döneminden sonra bu durum değişir ve kadın/erkek arasındaki oran 3’e çıkmaktadır. Hormonal faktörler sebebi ile baş ağrıları tetiklenen kadınlar ile tetiklenmeyenler arasında hormon seviyeleri açısından herhangi bir farklılık mevcut değildir. Sorun, kişinin sinir sisteminin hormonal dalgalanmalara verdiği cevap ile ilişkilidir.

HORMON SEVİYESİNİN DÜŞMESİ BAŞ AĞRISINA SEBEP OLUR

Adet periyodunun 2 gün öncesi ve ilk 3 günü içinde görülen bir baş ağrısı tipi “saf regl migren”dir. Kadınların yaklaşık yarısı regl döneminde migren ataklarına eğilimli hale gelmekle beraber; sadece %10 kadında saf regl migren görülür. Regl sırasında ortaya çıkan migren ataklarının sebebi, kanamadan hemen önce kandaki östrojen hormonu seviyesinin düşmesi ve östrojen hormonunun göstermiş olduğu dalgalanmadır.

HAMİLELİKLE BAŞ AĞRISI AZALABİLİR

Regl ile migren atakları arasında ilişki belirten kadınların 2/3’ü gebelik sırasında ataklarının kesildiğini belirtmektedir. Bunun nedeni büyük olasılıkla gebelik sırasında östrojen hormonunun regl döngüsündeki gibi dalgalanmalar göstermemesi devamlı olarak yüksek seviyede kalmasıdır. 



TEDAVİSİ DİĞER MİGREN ATAKLARINA GÖRE DAHA ZOR

Regl dönemi migren atakları, diğer migren atakları ile karşılaştırıldığında daha şiddetli, uzun ve tekrarlayıcı ataklar olmasından dolayısıyla regl dışındaki migren ataklarına göre tedavileri daha güçtür. Bu nedenle migren tedavisinde, migren semptomlarını kontrol edecek ilaçlar kullanılabileceği gibi, regl döngüsünü engelleyecek seçenekler de düşünülmektedir.

BAŞ AĞRISI GÜNLÜĞÜ TEDAVİYİ ŞEKİLLENDİRİR

Bu tedavinin başında hastanın yapması gereken şey baş ağrısı günlüğü tutmaktır. Bu günlüğü tutmak ile hasta regl döngüsü ile baş ağrısı arasındaki zamansal ilişkiyi daha iyi anlar. Örneğin; regl kanamanın kaçıncı günüde baş ağrısının başladığı, kaç gün sürdüğü, hangi ilaçlara cevap verdiği gibi. Tavsiye edilen, bu günlüğün en azında 3 regl döngü boyunca tutulmasıdır. Edinilen bilgiler doktorun planlayacağı tedavi açısından önem taşır. Regl siklusunun düzenli olup olmadığı ve baş ağrılı süre hangi tedavinin seçileceğini belirler.



İLAÇLAR ATAKLARIN BAŞINDA ALINMALI

Regl dönemi migren tedavisi; atak tedavisi, kısa dönem koruyucu tedavi ve kesintisiz koruyucu tedavi olmak üzere başlıca 3 grupta incelenebilir.  Atak tedavisinde uygun görülen İlaçlar mümkün olduğunca ağrının başında alınmalıdır. 

Baş ağrısına mide bulantısı da eşlik ediyorsa mide bulantısı önleyen bir ilaç da tedaviye eklenmelidir. Kısa süreli koruyucu tedavi de amaç daha ağrı ortaya çıkmadan ilaç alınmasına dayanır. Kişi başı ağrısın veya ağrımasın reglden 2 gün önce ilaç kullanmaya başlar ve kanamanın ilk 3 gününde de ilaca devam eder. Bu tedavi; regl dönemi düzenli ve baş ağrısı ile regl arasında belli bir zamansal bağlantı olanlarda kullanılabilir. 

Kesintisiz koruyucu tedavi ise; regl dönemi düzenli olmayan, atak tedavisinden fayda görmeyen, sık ve şiddetli migren atakları olanlar için bir seçenektir. Hastanın genel sağlık durumunu da göz önüne alarak belirlenen ilaçlar ağrı olsun veya olmasın her gün kullanılır. Bu koruyucu tedavinin süresi ise 6 aydır. 




DOĞUM KONTROL HAPLARI İLE TEDAVİ

Koruyucu tedavi için diğer bir seçenek olan “hormonal tedavi” ile östrojen hormonu dalgalanmalarını engellenebilmektedir. Vücuda östrojen hormonu verilmesi ile vücut hormon yapımını durdurmakta ve bu şekilde sadece dışarıdan verilen hormonun etkisinde kalınmakta ve dalgalanma da durmaktadır. Bu tip koruyucu tedavide en sık doğum kontrol ilaçları kullanılır. 

Genellikle doğum kontrol ilaçları ile regl dönemi başına 21 günlük hormon tedariki sağlar. Geri kalan 7 tablette aktif ilaç yoktur. 21. günün sonunda dışarıdan alınan östrojenin de aniden kesilmesine bağlı olarak migren atakları ortaya çıkabilir. 

Bu nedenle, doğum kontrol ilacı kullanmaya ara verilmeden devam edilmelidir. Hormonal tedavi auralı migreni olanlarda uygulanmamaktadır. Ayrıca 35 yaş üzeri ve sigara içen kadınlarda dikkatli kullanılmalıdır. Östrojenin bazı kanser tiplerini tetikleyebileceği de unutulmamalıdır.



   
Kürtaj sonrası bakım ve çözüm Yolları

Kürtaj sonrası bakım ve çözüm Yolları

Kürtaj sonrası bakım ve çözüm Yolları

Kürtaj istenmeyen gebelikten kurtulmak için uygulanan bir çözüm yolu. Herhangi bir kadın için, kürtaj onun beden ve ruh sağlığını etkileyen travmatik bir deneyimdir. 

Kürtaj sonrası dinlenmek tek başına yeterli olmayabilir, akrabaları ve arkadaşları tarafından  sakinleştirilmek stresin giderilmesi  için çok önemlidir.



Kürtaj sonrası , kesinlikle ilgili sağlık kuruluşu tarafından verilen talimatlar izlenmelidir. Kadınların kürtaj sonrası bakımı için antibiyotikler gibi ilaçlar verilebilir. Sağlıklı kalmak için verilen talimatlara ve ilaç tedavisine uymak önemlidir.

Kürtaj sonrası  bölgesel ağrı ve hassasiyetin ortaya çıkması oldukça sık görülen sorunlardır. Multivitamin ve demir takviyeleri vücudun kuvvetlenmesi için yardımcı olabilir.

Kürtaj sonrası bakım için, koyu yeşil ve yapraklı sebzeler, taze meyve suları tüketmek yararlı olacaktır. Psikolojik destek almakta da fayda vardır.

Herhangi bir komplikasyon (kanama veya rahim içinde şiddetli kramplar gibi),  olma ihtimaline karşı kürtaj sonrası bakım için  düzenli olarak jinekologa gidilmelidir.
Kadınlarda testosteron azalabilir mi?

Kadınlarda testosteron azalabilir mi?

Kadınlarda testosteron azalabilir mi?

Orta yaşlarda belirginleşmeye başlayan cinsel isteksizlik problemi erkekler kadar kadınlar için de önemli bir sorun olmaya başladı.

Problemin kadınlardaki yaygınlığı ise zannedildiğinden daha yüksek. Bilindiği gibi, testosteron hormonu erkeklerde olduğu kadar kadınlarda da sağlıklı bir seks için temel hormondur.

Testosteron seviyesi azalan kadınlarda seks yapma isteğinde de azalma görülür. Bazı çalışmalarda testosteronun vajinal uyarılma üzerinde de etkili olabileceği gösterilmiştir.



Testosteron eksikliği düzeltilen kadınlarda ise cinsel hassasiyetin arttığı, cinsel uyarılardan etkilenmenin kolaylaşarak çoğaldığı belirlenmiştir.

Eğer cinsel isteksizliğinizin giderek bir probleme dönüşmekte olduğunu hissediyorsanız bu probleme yorgunluk, isteksizlik, uyku hali, kan güçsüzlüğü gibi bazı yakınmalar da eşlik ediyorsa doktorunuzla testosteron eksikliği hakkında konuşmanızda yarar olabilir.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu