Anne ve Çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anne ve Çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttıgını Biliyor Muydunuz?

Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttıgını Biliyor Muydunuz?


Sevgili anneler, anne sütü mucizedir, bebeğiniz ilk doğduğu andan itibaren büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içerir. Eşsiz içeriği ile bağışıklık sistemi gelişimini destekler, antibiyotik kullanımı gerektiren hastalıkları azaltır.



Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.
GEBELİKTE TEHLİKELİ DURUMLAR

GEBELİKTE TEHLİKELİ DURUMLAR


Gebelik, en güzel ve keyifli zamanıdır kadının. Fakat, herkesin gebeliği maalesef normal şartlarda ilerlemiyor. Gebelik süresince, bazı tehlikeli dönemlerden veya durumlardan geçiyorlar. Gebelikte, tehlike arzeden durumlarla ilgili, sizlere kısa bilgiler vermek istiyoruz.

Kanama: Gebeliğin başlangıcında hafif bir kanama veya lekelenme bebeğin rahme yerleşmesini veya bir düşük oluştuğunu gösterebilir. Herhangi bir kanama durumunda hemen doktorunuza başvurun.
Ateş :Eğer ateşiniz yükselmişse mutlaka bir nedeni vardır. İlaç almadan hemen doktorunuza başvurun.
Bebek hareketlerinde azalma :Normalde bebeğin hareketleri bazen artar, bazen azalır. Bu hareketleri dördüncü veya beşinci aydan itibaren hissedebilirsiniz. Alışılageldiğiniz hareketlerde uzun süre azalma varsa doktorunuzu arayın. Anne karnında bebek 12 saat içinde 10-20 kez hareket etmelidir.
Vajinal akıntı : Genellikle gebelikte akıntı artar. Su gibi berrak bir akıntı amnios sıvısı aktığını gösterir. Bu durumda hemen doktorunuza başvurun. Bu sıvı hemen incelenip gereken yapılmalıdır. Hiç bir zaman alttan duş yapmayın.
Plesenta previa :Bazen plesanta rahmin açılacak ağız kısmının üzerinde oluşur. Bu durumda normal doğum yapılamaz. Bazen plesanta doğum başlamadan rahimden ayrılır veya artık iyi işlev göremez. Buna plesanta abrupsiyonu denir. Her iki durumda da bebek hemen doğurtulmalıdır.
Erken doğum sancıları :Daha gebelik tamamlanmadan doğum başlayabilir. Doğumu durdurmak veya yavaşlatmak gerekir. Kesin yatak istirahatı, damar yolu ile sıvı verilmesi ve bazı ilaçlar denenir.
Yüksek Kan Basıncı :Hamile kalmadan önce yüksek kan basıncı olan kadınlar hamilelikleri süresince kan basınçlarını düzenli olarak kontrol ettirmelidir.
Birçok kadın hamilelikte kullanılabilen kan basıncı ilaçlarından düşük dozda kullanarak ve yediklerine ve spor yapmaya özen göstererek hamilelikleri boyunca orta derecedeki yüksek kan basınçlarım kontrol altında tutabilirler. Yüksek kan basınçları kontrol altında olan kadınların büyük çoğunluğu sağlıklı hamilelikler geçirmektedir.
Kontrol edilmeyen yüksek kan basıncı olan kadınlar hamilelikleri sırasında preeklampsi (bir önceki maddeye bkz.), erken doğum , plasenta dekolmanı , böbrek fonksiyonunun azalması ve ceninin yetersiz büyümesi gibi çok daha fazla komplikasyonla karşılaşırlar.
Yüksek kan basıncınız varsa doktorunuz böbreklerinizin düzgün çalıştığından ve ceninin normal şekilde geliştiğinden emin olmak için kanınızı ve idrarınızı daha sık şekilde kontrol edecektir.Preeklampsi ve Eklampsi :Kan zehirlenmesi olarak da adlandırılan preeklampsi hamile kadınlarda yüksek kan basıncı, idrara protein karışması ve su toplanmasıdır. Daha çok ilk hamileliğini yaşayan kadınları etkilemektedir.
Preeklampsi tedavi edilmezse nöbetlere neden olur ve bu duruma eklampsi denir. Preek-lampsiden kaynaklanan diğer sorunlar böbrek ve ciğerin zarar görmesi, ceninin yetersiz büyümesi, iç kanama ve ceninin ölmesidir.
Belirtiler arasında ani kilo alımı, aşırı baş ağrısı, karın ağrısı, su toplanmasından kaynaklanan bacakların şişmesi ve görüşte
bulanıklık sayılabilir. Doktoaınuz hamileliğiniz süresince düzenli olaeak protein için idrarınızı ve kan basıncınızı test edecektir.
Orta derecede preeklamspisi olan kadınlar rahimdeki amniyotik sıvının yanı sıra ceninin gelişimini değerlendirmek için ultrason ve nonstress testleri Ceninin Kalp Atış Hızınının İzlenmesi, ile görüntülenir. Test sonucunun normal çıkmaması plasentanın cenine
büyümesi için yeteri kadar besin göndermediği anlamına gelebilir.
Bu durumu orta derecede geçiriyorsanız doktorunuz evde istirahat etmenizi söyler. Preek-lampsi ve eklampsinin daha ciddi vakalarında doktorunuzun sizi daha yakından kontrol edebilmesi için hastaneye yatmanız gerekebilir. Doğum erkene alınabilir ya da sezaryan yapılabilir.
HAMİLELİKTE HURMA YEMENİN FAYDALARI

HAMİLELİKTE HURMA YEMENİN FAYDALARI

Hurma, Kuran-ı Kerimde de adı sıkça geçen kutsal bir meyve. Faydaları o kadar çok ki... Hurmanın, normal hayatta olduğu kadar, hamilelikte de fayda sağlayan bir meyve olduğunu biliyor muydunuz?

* Hamilelik sırasında, alınması gereken folik asit miktarı, iki katına çıkar. Hurma, bol miktarda folik asit içerdiğinden, tüketilmesi faydalı olacaktır.
* Folik asit (B9), vücutta yeni kan hücresi yapımında, vücudun yapı taşı olan amino asitlerin yapımında ve hücrelerin yenilenmesinde önemli görevler üstlenen bir vitamindir.Bu yüzden hamilelikte folik asit alınması çok önemlidir.
* Hurmanın içerdiği demir, kırmızı kan hücrelerinde bulunan, hemoglobin sentezini kontrol eder ve bu da, hamilelikte kansızlığın engellenmesini ve bebeğin gelişimi için hayati önem taşıyan, kandaki alyuvarlar dengesinin, uygun hale gelmesini sağlar.
* Ayrıca, hurma, içeriğinde bulunan,Oksitosin maddesi sayesinde, rahim kaslarının, daha güçlü kasılmasını sağlayarak, doğumun kolay olmasını sağlar.
GEBELİKTE BESLENME NASIL OLUR?

GEBELİKTE BESLENME NASIL OLUR?

Gebelik dönemi, kadınlar için, şahane bir dönemdir. Bir taraftan, bebeğini kucağına alacak olmanın heyacaı, diğer taraftan ise, yapılan hazırlıklar. Ama, gebelikte şikayet edilen konu, alınan fazla kilolardır. Tabiki kilo almamak mümkün değil, ama, belirli ölçülerde olmak kaydıyla. Peki, gebelikte nasıl beslenmek gerekir? Gebelikte diyet yapılır mı? Gebelikte alınması gereken ideal kilo ne kadardır ?Gelin Bu soruların cevabını hep birlikte görelim.

* Öncelikle, gebelikte ve gebelik öncesindeki beslenme durumu anneyi ve gebeliği direkt olarak etkilediğinden, Sağlıklı ve dengeli beslenmek gerektiğini unutmamak gerekir.
* Yeterli derecede protein alımı önemli bir konudur. Yetersiz proteinle beslenen annelerin bebeklerinin düşük kilo da doğduğunu biliyoruz.
* Az beslenen annelerde, erken doğum riski vardır.
* Gebelikde toplam 10 -14 kilo arasında, kilo alınmalıdır. Gebeliğin ilk yarısında anne de 3–4 kg lık bir artış olur. Gebelik sırasında fazla kilo alanlar tansiyon yüksekliği ile karşı karşıya gelebilirler. Burada en nemli unsur gebeliğin 20.haftasından (4,5 ay) itibaren haftada 400–500 gr alınmalıdır. Eğer fazlaysa karbonhidratlar(özellike ekmek tatlı şeker) kısılmalıdır.Gebelikde protein ihtiyacı % 30 oranda artar.(yoğurt süt peynir fasülye mercimek yumurta)Dolayısıyla soframızdan bunları eksik etmemiz gerekir.
* Gebeliğin ikinci yarısında annenin demir ve folik asit ihtiyacı artar. Dolayısıyla doktor kontrolü altında demir ve folik asit kullanılmaya başlanmalıdır.
* Süt içme alışkanlığınız yok ise, dışarıdan, kalsiyum desteği alınabilir. Gebelikde hazımsızlık şişkinlik ve yanmalar olabilir. Dolayısıyla gaz yapıcı besinler az miktarda kullanılmalıdır. Ayrıca reflü(yemeğin ağıza gelmesi) olmaması içinse öne eğilmemeli ve yatmamalıdır.
* Gebe bir kadın, ayrıca bol lifli besinler tercih etmeli (meyve sebze kepekli ekmek) hatta yoğurdun içine, bir kaşık kepek koyabilir. Su tüketimi çok önemlidir. En az 2 litre su tüketmelidir.
* Ödem ve tansiyon yüksekliği yoksa, tuz kısıtlaması yoktur. Burada iyotlu tuz kullanmaya dikkat etmelidir.
* Çay ve kahve aşırı tüketilmemelidir.
* Alkol ve sigara kullanmak kesinlikle doğru değildir.
* Gebeliğin ilk aylarında bulantı ve kusmalar olabilir. Bu durumda hamileler mutfakta yememeli, az ve sık yemelidir. Aşırı durumlarda, hastaneye kadar giden durumlar olabilir.
* Şişmanlık ve gebelik söz konusu ise, mutlak Doktor kontrolü altında ve günlük 1200 kaloriden az olmamak kaydıyla, yumuşak diyet uygulanabilir. Bu diyet, mutlak vitamin ve mineral destekli olmalıdır.
* Bunun için gebe günde yarım lt süt, bir yumurta, meyve ve sebze, az yağlı olacak şekilde beslenmelidir.
GEBELİK SORUNLARI

GEBELİK SORUNLARI

Gebelik, bir kadın için hayatının en güzel ve en özel dönemidir. 9 aylık gebelik süresi sonunda, bebeğini kucağına alan kadının mutluluğu görülmeye değer. Ama, her kadın gebelik süresi keyifli geçiremeyebilir. Gebelikte yaşanabiı sıkıntılardan bahsetmek istiyoruz, bu yazımızda.
Gebelikte bir çok sorunla karşı karşıya kalınabilir. Bunlardan bazıları ;

DIŞ GEBELİK : Döllenen yumurtanın rahim dışında bir yere yerleşmesi sonucu meydana gelen bir durumdur. Her yüz gebeden birinde görülebilir. Çok önemli olna bu durum müdehale edilmez ise ölümle bile sonuçlanabilir. Cerrahi müdehale gerektiren bir durumdur.
DÜŞÜK TEHLİKESİ (ABORTUS) : Oluşan gebeliklerin hepsi doğum ile sonuçlanmaz. Doğum ile sonuçlanan gbelik oranı yaklaşık olarak % 25tir. Bir çok nedene bağlı olarak gebeliğin ilk dönemlerinde düşük olabilir. En önmeli belirtisi az miktarda leke tarzında kanama, karın ve kasıklarda ağrıdır. Bu durumda hemen bir hekime baş vurarak gerekli muayene ve tetkikler yaptırılmalıdır. Ve hekimin gerek görmesi halinde gebelik sonlandırılmalıdır.
GEBELİKTE HİPER TANSİYON: Gebelikten önce hiper tansiyon problemi olmayan bazı gebe kadınlar, özellikle gebeliğin son üç ayında yüksek tansiyon problemi yaşayabilirler. Bu durum dikkatle takip edilmeli ve kan basıncı kontrol atına alınmalıdır.
DÜŞÜK TANSİYON VE BAYILMA : Gebelikte kan basıncı normal olarak düşük seyreder. Bu sebeplerle gebe de baş dönmesi ve halsizlik hatta bayılmalar meydana gelebilir.
AŞIRI BULANTI (EMEZİS) VE KUSMA : Gebeliğin özellikle ilk 4 ayında bir çok kadın aynı sorunla karşılaşır. Nadir de olsa gebeliğin tamamı boyunca bu şikayetleri devam eden kadınlar da vardır tabiki. Gebeliğin ilk haftalarından itibaren düzenli bir hekim kontrolüne girmek ve hekimizin tavsiyesi ile bu tür şikayetleri azaltıcı ilaçlar kullanmak biraz olsun rahatlamanızı sağlayacaktır.
SIK İDRARA ÇIKMA: Gebeliğin ilk 3 ayında ve son 3 ayında çok sık idara çıkme gereksinimi duyulur. Bunun bunun nedenivücuttaki su hacminin artması ve vücutta bulunan toksinlerin daha hızlı atılması için böbreklerin fazla çalışmasıdır.Büyüyen Uterus’un mesaneyi geriye doğru itmesi, idarar yolu enfeksiyonları nedeniyle mesane duvarının hassas bir hale gelmesi de diğer sebepler olarak sıralanabilir. Ama 4. aydan itibaren uterus karının yukarı kısmına doğru çıktığından mesane üzerindeki baskı azalır ve sık idrara çıkma hissi azalır.
İDARA YOLU ENFEKSİYONLARI : Kısaca mesanenin iltihaplanması ve daha ileri boyutlarda diğer üriner sistemlerin iltihaplanması anlamına gelir. Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu meydana gelmesinin en önemli sonucu erken doğuma sebep olabilmesidir. Eğer sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma ve ağrı gibi şikayetleriniz varsa hekiminize giderek gereken tedaviyi en kısa zamanda almanız gerekir.
KAN UYUŞMAZLIĞI : Gebelikte kan uyuşamazlığı annenin kan grubunun Rh(-) negatif, babanın kan grubununRh (+) olması durumunda meydana gelir. Doğan bebeğin kan grubu Rh (+) olması gebelik veya doğum sırasında bebek kanının anne kanına karışması ve bu durumda yabancı bir kan grubu ile karşılaşan annenin bağışıklık sisteminin devreye girip yabancı kana karşı antikor üretmesi gerekir. Daha önceden yanlış kan nakli veya düşük gibi durumlarla vücut tarafından antikor oluşmadığı takdirde genellikle ilk gebeliklerde bebekte problem olmaz. Çünkü uyarılma olup antikor oluşuncaya kadar gebelik sonlanır. Çoğunlukla da uyarılma doğumda bebekten anneye kan geçişi ile olur. Doğumdan sonra bu uyarılma önlenemezse daha sonraki gebeliklerde vücut bu yabancı kanı görünce hatırlar ve hemen savunma silahını devreye sokarak bebek kan hücrelerini tahrip etmeye başlar.
GEBELİKTE DİYABET : En belirgin özellikleri idrar tahlilinde ketona rastlanması, çok su içme,sık idrara çıkma , bulantı, bulanık görmedir. Gebeliğin belirli haftalarında yapılan şeker yükleme testi (Oral Glukoz Tölerans Testi) ile bu durum belirlenebilir.
UNUTKANLIK : Hormonal dengelerin değişmesiyle bazı gebe kadınlarda görülen bu sorun bebeğin doğumundan sonra hormon düzeyinin tekrar normale dönmesi ile düzelir.
İDRAR KAÇIRMA : Gebelik nedeniyle böbreklerden süzülen kan miktarının fazla olması sık idrar hissi uyandırır. Rahimin büyümesiyle birlikte mesanede bir baskı oluşur ve geriye doğru gider. Yrıca sfinkterde görevini iyi yapamaz duruma gelebilir. Bu sebeple gebelikte sık karşılaşılan bir durum olarak idrar kaçırma sorunu yaşanabilir.