Zayıflama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zayıflama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kinoa ve Kinoanın faydaları

Kinoa ve Kinoanın faydaları

Kinoa ve Kinoanın faydaları
Kinoa,  Chenopodioideae alt familyasından bitkidir. Tahıllara benzer yönleri olmasına rağmen Buğdaygillerden değildir, ıspanak ve pancar gibi bitkilere daha yakındır.
 
Tahıllara oranla Kinoa'nın besin değeri oldukça iyidir. Lizin gibi temel amino asitler ve bol miktarda kalsiyum, demir ve fosfor içerir.100 gram kinoa 372 kalori, 5,8 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içerir.


Hasattan sonra tohumların saponin içerdiği için tadı acı olan kabuklarından ayrılması gerekir. Kinoa genellikle pirinç ile aynı şekilde pişirilir ve çok çeşitli yemeklerde kullanılır. Kinoa yaprakları, ıspanak gibi bir yapraklı sebze olarak da tüketilebilir.
 
Kinoa Nasıl Pişirilir?
 
Kinoadan; pilav, salata, kahvaltılık, hatta un haline getirirseniz tatlı bile yapabilirsiniz.  Pişirmeden önce kinoayı birkaç saat suda bekletmek içindeki enzimleri harekete geçirir. Kinoa, 15 dakika gibi kısa bir sürede pişer. Eğer suda bekletmek için vaktiniz yoksa pişirmeden önce bolca yıkamalısınız. Her koşulda pişme süresi 15 dakikayı geçmiyor. Kinoa pirinç ve bulgurun kullanıldığı her yerde kullanılabilir.
 
Kinoa bulgur kıvamında bir tahıl olduğu için Türk damak tadına çok uygun. Baskın bir tadı ya da kokusu yok. Kendine özgün bir aroması var. Haşlandıktan sonra salatalara eklenerek soğuk da yenilebiliyor. Aynı zamanda sebze, et, balık, tavuk gibi yemeklere hoş bir tat veriyor.
 
Kinoa pilavdan salataya kadar birçok yemeğe yakışıyor. Çorbaların içerisine konulabiliyor. Kavurup iri iri dövüldüğünde müslilere katılabiliyor. Un haline getirilirse, kurabiye, kek, hamur işlerinde, ekmek yapımında kullanılabiliyor. 

Garnitür olarak ise yemeklere lezzet veriyor. Taze soğan, nar ekşisi, maydanoz, domates ile kısır gibi yapılırsa çok lezzetli oluyor. Kuskus gibi pişirilip hafif sade yağ ile döndürülüp pembeleşene kadar çevirilirse de yemek gibi yenilebiliyor.
 
Kinoanın Besin değeri
 
100 gram kinoada 372 kalori var. 5.80 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içeriyor. Bu nedenle de yağ bakımından fakir. A, B, C, D ve K gibi neredeyse tüm vitaminleri içeren kinoada kolesterol yok. 100 gram kinoanın bazı türlerinin yüzde 20’si protein.


- Eğer filizlendirirseniz besin değeri daha da artıyor. Filizlendirilmiş quinoa’nın protein gücü etinkinden yüksek.
 
- Proteinden zengin, yağdan fakir, kolesterol yok.
 
- A , B, C , D,E, K vitaminleri içeriyor.
- Güçlü bir demir kaynağı; kansızlığa birebir.
- Kalsiyumdan zengin; kemik ve dişleri güçlendiriyor.
- Tüm zorunlu aminoasitleri içeriyor.
- Lifi bol; kabızlığa iyi geliyor.


- İçerdiği bitkisl kimyasalların meme kanserine karşı koruyucu olduğu düşünülüyor.
- 100 gramında 372 kalori var.
 
Kinoayı kimler tüketiyor?
 
Kinoa zengin protein kaynağı olduğu için vegan beslenenler için ideal. Yüksek demir içerdiği için de demir eksikliği nedeniyle kansızlık problemi yaşayanlar kinoayı sıklıkla tüketebiliyor. Kinoa kabızlık çekenlere de tavsiye ediliyor. Peru ve Bolivya’dan ithal edilen kinoa Avrupa ve Amerika’da birkaç yıldır büyük ilgi görüyor.Yurt dışında marketlerden sağlıklı ürün satan mağazalara kadar her yerde bulunabiliyor. Yurt dışına gidenlerin keşfettiği kinoanın Türkiye’de henüz kullanımı yaygın değil ama faydalarına bakılırsa yakında her yerde bulunabilecek gibi görünüyor...
 
Tam tahıllarda genelde hayvanlarda bulunan amino asitler yok ya da yok denecek kadar azdır. Kinoa ise adeta hayvansal gıda kaynakları kadar değerli tek tahıl. Süt, yoğurt, tavuk, et gibi hayvansal ürünlerde bulunan amino asitler, ayrıca ete yakın hatta filizlendirilmişse etten bile daha kıymetli protein emilim gücü var.
 
Buğdaydan iki misli, pirinçten de çok daha fazla tahıl içeriyor. Susam ailesinden gelen kinoa aynı zamanda bir magnezyum kaynağı. Modern çağda rafine yağlar tüketiyoruz. Bu nedenle sık sık magnezyum eksikliğiyle karşılaşıyoruz. Birçok kişi adet sancıları, ödem, şişlik, yüksek tansiyon problemi yaşıyor. Kinoa tüm bunlara birebir. Magnezyum deposu olduğu için birçok hastalığın da önüne kinoa ile geçilebiliyor.

Kinoa Yaşlanmayı geciktiriyor
 
Kinoanın en önemli özelliği süper oksit dismutaz enzimi içermesi. Bu enzim yaşlanmayı geciktiriyor, cildi yıpranmaya karşı koruyor. Doku yenilenmesini sağlarken, serbest radikallerin verdiği zarardan modern yaşamın hücreleri hırpalamasına kadar koruyor.
 
Böylece çağın veremi denilen kanser hastalığını da önlemiş oluyor. Kinoa içeriğindeki lignin hormonunun sebep olduğu kanser türlerine karşı da koruyor. Meme kanserini önleyici özelliğe sahip; kalbi de kuvvetlendiriyor. Kuersetin adlı madde de kinoayı vazgeçilmez kılıyor.
 
Kuersetin anti oksidan olmasının yanısıra, bahar alerjilerine karşı da iyi bir destek. Gluten tahıllarda bulunan ve un yoğurulduğunda hamura yapışkan formu veren proteindir. Bu sayede hamur maya tutar. Çölyak hastaları glutene karşı alerjiktir. Unlu mamüller tükettiklerinde sorunlar yaşayabilirler.
 
Kinoa gluten içermediği için alerjisi olanların protein ve karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kinoa, elzem amino asitleri içeren harika bir protein kaynağıdır. Yüksek demir içeriği nedeni ile vegan yaşayanlara, kansızlık problemi olanlara ve kabızlık problemiyle karşılaşanlara önerdiğim bir besin.

 
Son üç yıldır Amerika'da büyük rağbet gören ve sağlık mağazalarında tonlarca satılan kinoa; Peru ve Bolivya gibi ülkelerden ABD'ye bol miktarda ithal ediliyor. 

* Özellikle veganlar günde bir öğün, kinoayla yapılmış pilav, kısır veya dolmayı tercih edebilirler. Zayıflamak için de pişmişi yenebilir.
 
* Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamak amacıyla salataların içine eklenerek tüketilebilir. İçindeki kalsiyum ise bir bardak sütteki kalsiyumdan daha fazla.
 
* Kinoa,  pirinç, un, mercimek gibi temel gıdalarınızın arasında mutfağınızda yerini almalı


* Kinoanın çok baskın bir tadı ve kokusu olmadığından çeşitli tariflerde kullanmanız mümkün.
Hiç şeker ve un kullanmadan yulaf ve kinoa ile harika kurabiyeler yapabilirsiniz.


* Kinoa, Et kadar proteinli, ayrıca vücutta sütten daha iyi kullanılabilen yüksek miktarda kalsiyuma sahip.


* Üstelik kolestrol içermediği, az yağlı ve sindirimi kolay olduğu için bebekler ve çocuklar için de çok besleyici bir tahıldır.
 Kilo Korumanın 6 Püf Noktası

Kilo Korumanın 6 Püf Noktası

Kilo Korumanın 6 Püf Noktası

Verdiğiniz kiloları tekrar almak istemiyorsanız, kilo korumanın 6 önemli yolu var


Verdiğimiz kilolar bizleri mutlu etse de, tekrar kilo alma korkusu aklımızdan çıkmıyor. Diyetisyen Serkan Tutar’a göre, İşte, kilonuzu korumanın 6 yolu:

1- Uzun süren yaz geceleri sabahları geç kalkmanıza ve vücut dengenizin düzensiz olarak çalışmasına neden olur. Fazla uyku hantal bir bedene sahip olmanıza neden olur. Sabah kahvaltısından önce 30 dakika yüzme vücudunuz için yapacağınız en büyük torpil olur. Tatilde bile olsanız kahvaltısız güne başlamayın.

2- Tatilin en büyük keyiflerinden biridir açık büfe yemek. Açık büfelerde zeytinyağlıları tercih edin. Bunun dışında sevdiğiniz ve kalorisi fazla olan yemekler tabaklarınızın küçük bir kısmını kapsayabilir.

3- Yazın dondurma tüketimi artar ama günde en fazla 2-3 top ve sütlü olanı tercih edin. Yemeden önce kalorisini inceleyin. Hazır dondurmaları haftada 2 defa tüketebilirsiniz.

4- Şehir hayatı spor yapmamızı engellese de işte tam size göre fırsat. Sabahları havuz veya denizde geçireceğiniz 30-45 dakika, öğle saatlerinde basketbol, futbol oynamak kilo korumanıza yardımcı olacaktır.

5- Yaz aylarında su kaybınızın fazla olduğunu düşünürsek, günde 2-2,5 litre su içilmelidir. ìBen su yerine daha fazla kahve ve çayı tercih ediyorum" diyenlerdenseniz yanılıyorsunuz. Özellikle çay, kahve ve karbondioksitli içeceklerde bulunan kafein ve alkollü içecekler sıvı kaybını arttırır. Bu tür içeceklerin su yerine geçmediği bilinmeli ve tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir.

6- Yaz ayları için favori içeceklerimizi, asitli içecekler, hazır meyve suları, limonata, soda gibi listeyi uzatmak mümkün. Sağlığınız açısından en fazla tercih etmeniz gerekenler taze sıkılmış meyve sularıdır. Asitli içecekler ve hazır meyve sularını haftada 3-4 gün günde 330 mlíden fazla tüketmek sağlığınız açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.
 Kilo Vermenin Sırları

Kilo Vermenin Sırları

Kilo Vermenin Sırları


Hareketsizlik, stres, fast-food ve atıştırma alışkanlığı, uykusuzluk ya da fazla uyuma, yağlı yiyecekler... Ve maalesef kaçınılmaz bir gerçek ; şişmanlık..

Tüm dünyada gittikçe grafiğini yükselten obezite artık bir hastalık konumunda. Her beş kişiden birinde mutlaka görülen bu durum, sağlığı bir hayli tehdit ediyor. Fiziksel aktivitede azalma, beslenme alışkanlıkları, yaş, cinsiyet (kadın), ırksal faktörler, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı, sigarayı bırakma ve alkol risk faktörleri arasında.
Dengesiz ya da fazla beslenme beraberinde kalp, tansiyon, damar tıkanıklığı, kolesterol ve şeker gibi birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.

Kışın alınan kilolar, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte bir anda verilmek isteniyor ve çare şok diyetlerde bulunuyor. "1 haftada 5 kilo vermek" gibi bir mucize olarak görülen kısa süreli diyetler, sağlık açısından ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Sindirim ve sinir sistemi bozuklukları, kansızlık, yorgunluk, halsizlik, baş dönmeleri, bulantı ve kusma bunlardan sadece bir kaçı... Bilinçsiz beslenme, yetersiz besin öğeleri metabolizmayı bir anda çökertiyor. Kilo kayıpları yağ yerine su ve kastan oluyor. Metabolizmanın yavaşlaması, verilen kiloların ve hatta daha fazlasının belli bir süre sonra hızla alınmasına neden oluyor.

UZMANLARDAN TAVSİYELER....

Zayıflamak isteyen bir kişi öncelikle beynini bu koşula hazırlamalı, bir uzmana başvurmalı ve hedef belirlemelidir. Az, sık ve öz yemelidir. Uzun vadeli diyetler uygulamalıdır. Kilo almanın temelinde yatan atıştırma ve hareketsizlik gibi alışkanlıklarından vazgeçmelidir. Günlük alınan kalori miktarından 500-1000 kalorilik kısmının az alınması haftada ortalama 1 kilo verilmesini sağlar ve doğru olan da bu ölçüdür. İstenilen kiloya ulaştıktan sonra mutlaka koruma programına geçilmelidir.

"İDEAL KİLO VERME"NİN SIRLARI...


- Yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve vücut analizinize göre uygun bir beslenme programı takip edin.
- Açlık hissettiğinizde bisküvi, kek, börek vb. gıdaların yerine önce bir bardak su içmek ve meyve, kepekli kraker, yoğurt, beyaz peynir, kuru erik, 3-4 adet ceviz gibi hafif ve sindirimi kolay yiyecekler atıştırın.
- 3 ara öğün ve 3 ana öğün yemeyi alışkanlık edinin ve asla aç kalmayın.
- Günde ortalama 45 dakika yürüyüş yapın.
- Günde 8-10 bardak su için.
- Kan şekerini hızla yükseltip düşürmeyen, tokluk hissi veren, kepekli ve lifli yiyecekleri tercih edin. Üç beyazı (şeker-un-tuz) listenizden çıkartın.
- Kızartmayı sofranızdan uzaklaştırın, onun yerine ızgara, haşlama ve buğulama türüne yer verin.
- Uyku düzeninizi dengede tutun. Çok uyku kadar uykusuzluk da kilo aldırır, çünkü az uyku sinir sisteminin dengesini bozar, stres yaratır ve bu da paralel olarak atıştırma eğilimlerini arttırır.
- Reçeli kendi öz şekeriyle yapın.
- Alkol alımını azaltın.
- Sigara, kahve ve kafeinli içecekler kan şekerini düşürerek şekerli gıdalara saldırmaya neden olduğu için bunlardan uzak durun.
- Hazır gıdalar ve asitli içecekleri hayatınızdan çıkarın.
- Zayıflama ilaçlarından kaçının. Çünkü bitkisel zayıflama ilaçları; vücutta B1 vitamini (thiamin) eksikliğine yol açıyor, karbonhidrat metabolizmasını etkiliyor, istem dışı göz kayması, yürümede dengesizlik ve sinirlilik gibi sinir sistemi bozuklukları yaratır.
- Tartılmayı alışkanlık haline getirin ve eğer mümkünse yediklerinizi not edin.
- Kırmızı et tüketimini en aza indirin, onun yerine belirli ölçülerde tavuk ve balık tüketin.
- Yiyecekleri çok çiğneyin, porsiyonları azaltın, sofradan tıka basa tok olarak kalkmayın.
- Meyve ve tatlıyı yemekten yarım saat sonra yemeyi tercih edin.
- Sofranızda "Omega 3" ve "Omega 6"ya yer verin. Omega 3; ceviz, fındık, soya fasulyesi, lahana, ıspanak, brokoli, marul, kanola bitkisi, soğuk su balıkları, balık yağı ve Omega 6 da ayçiçeği, mısır, soya ve tahıl ürünlerinde bulunur.
- Eğer kabızlık sorunu ile karşı karşıyaysanız; bol sebze ve salata yiyin, spor yapın ve bol su için.
- Ekmek sepetini sofranızda bulundurmayın ve asla televizyon karşısında yemek yemeyin.
- Katı yağ yerine sıvı yağ kullanın ve et yemeklerine yağ katmayın.
- Mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurun. Çünkü hormon bozukluğu da hızlı kilo alma ve gayret gösterilse de kilo verememe gibi sorunlar yaratır.

O yüzden aşağıdaki hormon değerlerini kontrol ettirin.
Tiroit hormonu: Tiroit bezi T4 ve T3 adlı iki tip hormon salgılar. Tiroit hormonu azlığı metabolizmayı yavaşlatarak daha fazla kilo verilmesini önler.

İnsülin hormonu: Bu hormon kanda çok yüksekse kan şekeri düşer. Bu da şekerli gıdaları daha çok tükemeye neden olur.

Ghrelin hormonu: Mideden salgılanan bu hormon, kilo vermeye başladıkça kanda artmaya başlar ve kişiyi yemek yemeye yöneltir.

Oreksin: Beyinden salgılanan bu hormon da zayıfladıkça yemek yemeyi artırır.

Leptin: Yağ dokusundan salgılanan bu hormondaki değişiklikler de kilo vermeyi önler. Yağ kaybettikçe veya kilo verdikçe kandaki leptin hormonu düşer. Düşük leptin düzeyleri beyni uyararak yemek yemeyi artırır.
 Kilo Aldırmayan Ramazan Sofrası

Kilo Aldırmayan Ramazan Sofrası

Kilo aldırmayan ramazan sofrası

Ramazan ayında hemen herkes, oruç tuttuğu halde kilo almaktan yakınır... İşte üç uzmandan, aldırmak bir yana, kilo bile verdiren iftar ve sahur sofraları...

Beslenme tipi ve saatlerinin değişmesi, hareketin azalması nedeniyle ramazan ayında kilo almak kaçınılmaz hale geliyor.

Diyetisyenlere göre de ramazanda ortalama 4 - 5 kilo alınıyor. Ancak uzmanlar bu ayı kilo almadan atlatmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Oruç tutarken uzun süre aç kalmanın kilo almanın nedenlerinden olduğunu belirten uzmanlar, öğünleri iftar ve sahurla sınırlamamayı, iftar - sahur arasında azar azar yemeyi öneriyor. Türk Kalp Vakfı Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Sumru Özbay, İstanbul Cerrahi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, Diyetisyen Aşkın Yüksel, ramazan için özel mönü örnekleri hazırladılar. İşte zayıflatan ramazan sofraları :

Dr. Sumru Özbay'ın ramazan özel sofrası :

SAHUR:

3 kibrit kutusu peynir (1 - 2 kibrit kutusu peynir yerine 1 yumurta yenebilir). 5 - 6 zeytin. Bol salata. 4 ince dilim ekmek.

Veya; 7 - 8 yemek kaşığı makarna. 1 porsiyon ızgara tavuk veya et. Komposto.

Veya; 3 yumurtalı menemen. 4 dilim ekmek. Çay, kahve serbest.

İFTAR:

1 kâse çorba. 1 porsiyon et, tavuk, balık veya 1 porsiyon sebze yemeği. Yarım su bardağı yoğurt. Salata. 2 - 3 ince dilim ekmek veya yerine 5 - 6 yemek kaşığı pilav veya makarna. Bir kâse komposto.


Diyetisyen Aşkın Yüksel'in ramazan özel sofrası :

SAHUR:

Şekersiz bir bardak süt içine müsli (karıştırılmış tahıl, içinde bulgur vs var) konabilir. 2 dilim kepek ekmeği. 1 - 2 kibrit kutusu beyaz peynir veya bunun yerine haşlanmış yumurta. 1 - 2 mevsim meyvesi (1 mandalina, 1 elma) 5 - 6 tane zeytin. İstenildiği kadar çiğ sebze, marul, domates, salatalık.

Veya; 1 - 2 yumurtayla çok az bitkisel yağ kullanılarak yapılan menemen. Şekersiz çay (bitki çayı olabilir). 2 dilim kepek ekmeği. Mevsim meyvesi (1 elma, 1 muz).

Veya; Bir kâse yoğurt. 1 - 2 dilim tepsi böreği (4 - 5 kibrit kutusu kadar). 1 - 2 mevsim meyvesi. Kuru kayısı veya erik kompostosu (tatlandırıcıyla yapılan).

İFTAR: (Çalışanlar için):

Hurma, zeytinle veya suyla orucunuzu açın. Bir kâse sebze veya mercimek çorbası. 1 - 2 dilim kepek ekmeği. 1 - 2 kibrit kutusu peynir.

Veya; Ekmek ve peynir yerine yağsız bir tost. Meyve (1 elma veya mandalina). Salata.

(Evde açanlar için): Izgara balık veya tavuk. 4 - 5 yemek kaşığı zeytinyağlı yemek (haftada iki kez barbunya veya pilaki). 2 dilim kepek ekmeği.

SAAT 21.00'DE:

2 - 3 meyve (1 mandalina, 1 muz, 1 elma).

Veya; Hafif bir sütlü tatlı (az şekerli sütlaç, muhallebi).

Veya; Dondurma.


Dr. Yasemin Bradley'in ramazan özel sofrası :

SAHUR:

4 - 5 kaşık az yoğurt (Üç kaşık suyla sulandırılacak). 4 - 5 kaşık yulaf ezmesi. 1 meyve (küçük parçalar halinde). Bir avuç fındık, ceviz veya badem.

Veya; 1 - 2 dilim beyaz peynir (az yağlı veya yağsız). 8 - 10 tane zeytin. Domates, salatalık, yeşil biber, marul. 2 - 3 dilim kepek ya da çavdar ekmeği.

Veya; 2 dilim ekmek üzerine lor peyniri, zeytin ezmesi, tahin. İçecek: Su, meyve suyu, süt, bitki çayı, açık çay.

İFTAR:

1 porsiyon sebze yemeği (sıcak veya zeytinyağlı). 1 porsiyon et veya balık. 1 porsiyon kepekli makarna, pilav, kuskus veya bulgur. 2 dilim kepekli ekmek veya küçük pide. Bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve limonlu). 1 porsiyon az şekerli sütlü tatlı (Haftada en fazla 3 kez).

Veya; 1 kâse çorba. 1 porsiyon sebze yemeği. Salata. 1 porsiyon makarna, pilav, kuskus veya bulgur. 2 dilim kepekli ekmek veya pide. 1 küçük kâse az yağlı yoğurt.

SAAT 21.00 - 22.00 ARASI:

Meyve (Elma, armut, kivi, narenciye grubu vs..). 1 bardak süt veya çay. Veya; 1 kâse yağsız, tuzsuz popcorn. Çay.

NOTLAR:

Bu diyetlerle kilo korunabildiği gibi 10 - 15 kilo fazlalık da verilebilir.

Her akşam tatlı yerine, haftada birkaç kez bir avuç fındık, fıstık veya ceviz yenebilir.

İftardan sonra 30 dakikalık bir yürüyüş yapılmalı.

Haftada bir kez iftarda kendinizi ödüllendirin. Saat 1900'dan sonraki öğünde iftariyelik sofra kurabilir, canınız kadayıf, baklava, özel bir yemek, pide istiyorsa yiyebilirsiniz.
 Zayiflamak isteyenlere doğal çözüm

Zayiflamak isteyenlere doğal çözüm

İşte göbek yağını eriten gıda
Diyetinize bu ürünü de ekleyin yüzde 22 daha çok zayıflayın...

Diyetlerine yağsız yoğurt ekleyenler yüzde 22 daha fazla kilo kaybediyor. Göbekteki yağların yüzde 81'i de yoğurtla eriyor.

Göbeğinizi hızla eritmek istiyorsanız, bol bol yağsız yoğurt yemelisiniz! ABD'de yapılan bir araştırmada, düşük kalorili rejimlerine yoğurt seçeneğini ekleyen ve günde üç öğün yağsız yoğurt yiyen aşırı kiloluların, yoğurtsuz bir diyet uygulayanlara oranla yüzde 22 daha fazla kilo verdikleri ve yüzde 61 daha fazla yağ yaktıkları tespit edildi. Yoğurt yiyenlerin ayrıca, karın bölgelerinde yüzde 81 daha fazla yağ yaktıkları ortaya çıktı.

Tennessee Üniversitesi'ndeki araştırmaya katılanlardan Dr. Michael Zemel, yoğurt yiyenlerin hem ortalama yedi kilo olan zayıflama seviyesinden daha fazla inceldiklerini hem de kaslarını diğerlerinden iki kat fazla koruduklarını belirtti.

Dr. Zemel, kas kütlesini korumanın diyet yapanlarda önemli bir konu olduğunu belirterek, "Önemli olan yağ yakmak, kas değil. Kaslar kalori yakmaya yardımcı oluyor, ancak kilo verirken kas kütlesi de kaybediliyor. Buna en iyi çözüm, kalsiyum ve protein ağırlıklı bir diyet, yani yoğurt" diye konuştu. Araştırma Uluslararası Obezite Dergisi'nde yayımlandı.