Kadınlar Kulübü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadınlar Kulübü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutlu evliliğin reçetesi

Mutlu evliliğin reçetesi


Mutlu evliliğin reçetesi

Yapılan araştırmalar, çiftlerin evliliklerinde mutluluğu yakalayabilmeleri için dikkat etmesi gereken noktaları araştırdı. İşte bu araştırmalar sonucu elde edilen bulgular ışığında mutlu evliliğin reçetesi.

Amerikalı psikolog Gottman, evlilikte mutlu olmanın sırlarını açıkladı. Gottman’a göre erkekler hanımlarının sözünü dinlemeli, duygular kesinlikle ifade edilmeli.

Deliler gibi aşık olduğunuz adamla nihayet evlendiniz. Ancak hesaplarınızda hiç olmayan şey karşınıza çıktı; mutsuzluk. Onu hayatınızın erkeği yapmışken yeniden kaybetmemek için nerelere başvurmalı. Amerikalı psikolog Dr. Dr. John Gottman, evliliklerinde sorunlar yaşayan çiftler için bir reçete hazırladı. Bakın Dr. Gottman reçetesinde nasıl önerilere yer veriyor:

Bir uzmandan yardım alın

Evliliklerin çoğu ilk 7 yıl içinde bitiyor. Bu sonu yaşamak istemiyorsanız ilişkinizde sorun çıkmaya başladığı an uzman yardımı alın; 5-6 yıl beklemeyin. Profesyonel yardım sayesinde boşanma ihtimalinizi azaltabileceğiniz gibi mutsuzluğun süresini de kısaltabilirsiniz.

Küçümseyici konuşmayın

Hassas konularda ağzına her geleni söylemeyen çiftler, söyleyenlere oranla daha mutlu. Tartışmalar, fikir ayrılığından ziyade, daha söze başlar başlamaz ağızdan çıkan sivri sözler yüzünden büyüyor. Bu sebeple küçümseyici ve tenkit edici konuşmaktan kaçının.

Hanımınızın sözünü dinleyin

Bir evlilik, erkeğin karısının sözünü dinlediği oranda yürüyor. Mesela “Akşam annem gelecek. Erken gel de hazırlanmama yardım et” diyen karısına, “İşim var” diyerek cevap veren erkeğin evliliği pek de sağlam değildir. Oysa kadınlar erkeğin sözünü dinlemeye alışıktırlar. Erkekler de aynı oranda söz dinlerse, durum eşitlenir.

Tartışma kızıştıysa kaçın

Başarılı çiftler tartışmadan nasıl çıkılacağını bilir. Tartışma kontrolden çıkmadan durumu düzeltir. Bunun için ya konu bambaşka bir yöne çekilir ya da bir espriyle ortalık yumuşatılır. Eğer tartışma zaten çok kızıştıysa, 20 dakika ara verip konuşmaya devam etmek için anlaşabilirsiniz.

Bardağın dolu kısmını görün

Mutlu çiftler, ilişkilerindeki olumlu yönleri olumsuzlara nazaran 5 kat daha fazla dile getiriyor. Siz de duygusal bankanıza yatırım yapmaktan kaçınmayın ve hislerinizi ifade edin.

O kadar da alttan almayın

Mutlu çiftlerin evliliklerinin her döneminde kırıcı davranışları kabul etmediği görülüyor. Yani kötü muameleye tolerans göstermeyin.

Evliliğin ömrünü 15 dakikada ölçün

Bir evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini anlamanız mümkün mü? Evet mümkün. Hem de 15 dakikalık bir süre içinde. Nasıl olur demeyin. Çünkü bu iddia, bilimsel bir ağızdan çıkıyor. Amerikalı Psikolog Dr. John Gottman’a göre bir evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini anlamak için 15 dakika yeterli. Evet, yanlış duymadınız, sadece 15 dakika…

1980 yılından bu yana 3 binden fazla çift üzerinde araştırmalar yapmış olan Gottman, eşlerin kullandığı sözcük ve davranışları çözümleyerek karar veriyor. Yani bir çift herhangi bir konu üzerinde sohbet ederken, karşısındakini kıstırmaya, aşağılamaya çalışıyorsa, bu evlilik kesinlikle tehlikede. Gottman’a göre bu durumdaki iki insanın değil karı-koca, arkadaş olması bile imkansız.

Bakın psikolog Gottman neler söylüyor:
“Eşi hor görmek evliliğin tehlikede olduğunun en belirgin göstergesi. Eşler birbirini elbette eleştirmeli. Ancak ‘Sen bir hiçsin’ lafı ilişkiyi tamiri mümkün olmayan yerlere götürür.”
Kadınların erkeklerde anlayamadıkları

Kadınların erkeklerde anlayamadıkları


Kadınların erkeklerde anlayamadıkları

Yapılan araştırmalar, kadınların erkekleri neden tuhaf bulduğunu ortaya çıkartıyor. İşte kadınların, erkeklerde anlam veremediklerine örnekler…

Kadın ve erkek, her ne kadar ayrı yaşayamayacak olsa da birbirini yemeden duramadığı da yadsınamaz bir gerçek… Yapılan araştırmalar, kadınların erkekleri neden tuhaf bulduğunu ortaya çıkartıyor. İşte kadınların, erkeklerde anlam veremediklerine örnekler…

- Şiddet sahnelerini sevmelerine ve sırf bu yüzden tüm kavgaları pür dikkat izliyor olmalarına,

- Hız yapmayı bir erkeklik göstergesi saymalarına,

- Body yapan kaslı erkeklere imrenerek bakmalarına,

- Futbol deyince hayatı durdurma çabalarına,

- Kazanama hırsını bir yaşam tarzı haline getirmelerine,

- Sevgili ya da eş dahil herkesle dalga geçmelerine,

- Kendilerine aşırı güvenmelerine ve reddedilmeye tahammül edememelerine,

- Sebze yemeklerinden hoşlanmamalarına,

- Kırmızı iç çamaşırı giyen kadınları seksi bulmalarına,

- Anne ya da kızkardeşleri her ne kadar haksız olsa da eş ya da sevgililerine karşı annelerini savunma çabalarına,

- İçki içebilme kapasitelerini bir övünç kaynağı haline getirmelerine,

- Ağlamayı bir zayıflık göstergesi olarak algılamalarına,

- Hiçbir özel günü hafızada tutmamalarına,

- İstemedikleri şeyleri duymamazlıktan gelmelerine,

- Verdikleri sözleri tutmamak için sürekli kılıf uydurmalarına,

- Tüm kadınlara bakmalarına,

- Kendilerini teknoloji uzmanı zannedip, kadınların teknolojinin ‘t’sinden anlamadığı görüşünde olmalarına,

- Yaptıkları her espirinin komik olduğunu düşünmelerine.
Gebelikte saç boyalarına dikkat!

Gebelikte saç boyalarına dikkat!


Gebelikte saç boyalarına dikkat!

Uzmanlar, bebek bekleyen anne adaylarına gebelik dönemleri müddetince ilaç kullanımı konusunda dikkatli olmaları, saç düzeltme, saç boyatma ve perma gibi kimyasal içeren işlemlerden uzak durmaları tavsiyesinde bulunuyor.

Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde anne adaylarını bilgilendirmek için düzenlenen “Gebelikte İlaç Kullanımı” konulu toplantıda uzmanlar gebelikte alınan ilaçların bebeğe geçme yolları, bu dönemde ilaç kullanımının sınıflandırılması, yanlış ilaç kullanımının zararları, hangi ilacın ne zaman kullanılması gerektiği konularında bilgiler verildi.

Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ümit Göktolga, “gebelikte ilaç kullanılmamalı” ya da “her ilaç kullanılabilir” gibi genellemelerin yanlışlığına işaret etti.

Hekim kontrolünde, uygun dozda kullanılabilecek ilaçlar bulunduğunu bildiren Göktolga, “Gebeliğin her dönemi ilaç kullanımı açısından ayrı özelliklere sahiptir. Bunlar içerisinde ilk üç ay (1.Trimaster) en önemli olan dönemdir” dedi.

Op. Dr. Ömer Lütfi Tapısız da, gebelikte ilaç kullanırken çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Özellikle gebeliğin ilk ayında ilaç kullanımında “ya hep ya hiç” kuralının geçerli olduğunu vurgulayan Tapısız, “Yani bir aylık bir gebe ilaç kullandığında ya bebeğe hiçbir zarar vermez, ya da düşüğe neden olur. Türkiye’de gebelik sırasında ilaç kullanım oranı çok yüksek. Gebelik sırasında reçeteli ya da reçetesiz ilaç kullanma oranı yüzde 90 düzeyinde” şeklinde konuştu.

Gebelikte ilaç kullanımı nedeniyle ya da kimyasallara maruz kalınmasının bebekte oluşabilecek anomalilerin önlenmesi için doktor onayı olmadan ilaç alınmaması uyarısında bulunan Tapısız, “Oluşabilecek anomaliler çocuğun hayatı boyunca taşıyacağı olağan dışı bedensel ve zihinsel gelişim bozukluklarını içerebilir. Anne adayının bu anormalliklerin sorumlusu olmaması gerekir” dedi.

“Saç boyalarına dikkat”

Op. Dr. Şadıman Altınbaş ise anne adaylarının ağrı kesicileri kullanırken çok dikkat etmeleri gerektiğini bildirdi.

Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların hekime danışılmadan alınmamasını öneren Altınbaş, “Eğer ağrı kesici kullanılması gerekiyorsa parasetamol içerikli ilaçlar tercih edilmeli” tavsiyesini dile getirdi.

Gebelikte gerekli durumlarda antibiyotik kullanılabileceğini, ancak bunun dozunu ve süresini hekimin belirlemesi gerektiğini vurgulayan Altınbaş, diğer kimyasallarla ilgili de şunlara dikkati çekti:

“Anne adayları gebeliğin ilk üç ayında bitkisel içerikli de olsa kesinlikle saç boyası kullanmamalı, saç düzeltme ve perma gibi işlemleri yaptırmamalıdırlar. İlk üç aydan sonraki dönemde bitkisel içerikli saç boyaları kullanılabilir. Kozmetik kullanımında hiçbir yöntem kesin güvenilir değildir.”
Modanın hiçbir zaman değişmeyen kuralları

Modanın hiçbir zaman değişmeyen kuralları

Modanın hiçbir zaman değişmeyen kuralları 

 

Her daim şık olmayı kim istemez. Ancak bunun zahmetli bir iş olduğunu düşünüyorsanı yanılıyorsunuz. Çok küçük detaylara dikkat ederek siz de her daim şık olabilirsiniz.

Modacılar her yıl favori olan kıyafetleri, ayakkabıları ve aksesuarları belirlese de şu gerçeği unutmamalısınız; her kadın kendisinin modacısıdır. Ancak kendi tarzınızı yaratırken de modanın hiçbir zaman değişmeyen kurallarına dikkat etmekte fayda var.
       
RENK VE DURUŞ
Tek renklilik, kurtarıcınız olabilir. Tepeden tırnağa aynı renkte giysiler giyerseniz, uzun, bölünmemiş bir çizgi illüzyonu yaratmış olursunuz. Bu da sizi daha ince gösterir ve kusurların daha az göze çarpmasını sağlar. Siyah, devetüyü, krem, koyu kahve gibi nötr tonları kullanmayı tercih edin.

BEDENİNİZE UYMALI
Vücudunuza çok büyük (uzun, bol tişört ya da elbiseler gibi), ya da çok küçük (kısacık, üzerinize yapışan tişörtler gibi) gelen giysiler, sizi olduğunuzdan daha kilolu gösterir. Bu nedenle kendi bedeninizde uygun giysiler satın alın. Böylece vücut hatlarınız daha ölçülü biçimde ortaya çıkar.

YAPIŞKAN DEĞİL, AKIŞKAN
Giydiğiniz kumaşlar ikinci bir deri gibi üzerinize yapışmamalı, yapışmadan sarmalı. Jean gibi sert kumaşlar çıkıntıları toplayıp saklarken, poplin ve keten gibi daha az sert kumaşlarda fazlalıklar pörtleyebilir. Çok ince kumaşlarsa en tehlikelisidir. Hem iç gösterebilir, hem de vücuttaki çıkıntıları iyice ortaya serer. Böylece “Güzel olayım” derken daha da kötü bir hal alabilirsiniz. Bu nedenle kıvrımlı bir şekilde inen, yapışmayan ama akışkan duran kumaşları tercih edin.

PANTOLON ALIRKEN
Kıyafetler arasında pantolonlar önemli bir yer tutar. Bu nedenle pantolon seçimi de önemlidir. Pantolonda en iyi görüntüyü elde etmek için büzgüsüz ve pilesiz pantolonları tercih edin. Çünkü bunlar sizi daha göbekli gösterir. Ayrıca göbek deliğinizin yaklaşık 2.5 santim aşağısında biten, az düşük belli ve paçaları hafif geniş pantalonları da giyebilirsiniz. Pantolon paçalarının hafif geniş olması kalça genişliğini dengeler.

ETEK KİLOYU ÖRTER
Etek alırken kilonuza çok dikkat etmeniz gerekir. Özellikle etekler büyük popolarla tombik göbekleri gayet şık bir biçimde kamufle eder. Eteklerde diz hizası uzunluğunu tercih edin. Çünkü diz hizasındaki etekler bacaklarınızın en iyi şekilde görünmesini garantiler. Kısa boylular ise uzun etek giymemeli
Egzersiz yaparak stresi yenebilirsiniz

Egzersiz yaparak stresi yenebilirsiniz

Egzersiz yaparak stresi yenebilirsiniz 

 

Tatile çıkmadan önce egzersiz yaparak, bir yılın psikolojik yorgunluğunu atın. Bir yılın yorgunluğunu atmak için tatile çıkmaya karar verdiniz Psikolojik olarak rahatlamak istiyorsanız, mutlaka egzersiz yapın.

Yaz aylarının gelmesiyle birçoğumuz ya tatile çıktı ya da tatil programları yapmaya başladı. Elbette her tatil, bir kış boyunca yaşanılan stresi ve yorgunluğu üzerinizden atmanızı sağlamıyor. Ancak tatilde yapacağınız doğru egzersizler, çok daha zinde olmanızı sağlayacak.

Güneşten mutlaka korunun
Vücudunuza uygun egzersiz programlarını uygularsanız, hem tatiliniz son derece güzel geçer, hem de işe başladığınızda kendinizi çok daha iyi hissedersiniz. Gençlik günlerinizi aklınıza getirerek vücudunuzu zorlayacak veya sakatlanma riski yüksek olan egzersizleri seçmemelisiniz. İşte size yazın yapacağınız egzersizlerde dikkat etmeniz gereken önemli noktalar:

- Hava sıcaklığının ve nemin yüksek olduğu saatlerde yürüme, koşma, bisiklet türü egzersizlerden kaçınmalısınız.
- Aktivitelerin, fiziksel olarak bedeninize uygun olmasına dikkat etmelisiniz.
- Yapılacak egzersizler sırasında güneşten korunmak için vücudunuza uygun kıyafetler seçmelisiniz.
- Aktivitelerin kas ve eklemlere aşırı yük getirecek ve kalbinizi yoracak düzeyde olmamasına özen göstermelisiniz.
- Futbol, basketbol, uzun mesafe koşu türündeki egzersizlerin çok yüksek düzeyinde olmamasına dikkat etmelisiniz.

En fazla 1 saat olmalı…
- Tatil boyunca uygulanacak egzersiz programları hafiften başlamalı, temposu ve süresi kişiye uygun olarak yavaş yavaş artırılmalıdır.
- Egzersizler genellikle sabah ve akşamüstü yapılmalıdır.
- Karada ve suda yapılacak egzersizler minimum 35 dakika, maksimum 1 saat arasında olmalıdır. Bu egzersizler mümkünse haftanın 6 günü yapılmalıdır.
- Yüzerken kollara fazla yük gelmemesi için palet kullanılabilir. Daha sonra paletsiz yüzmeyle kollara binen yük bir derece artırılabilir.
- Egzersizler yemeklerden en az 1.5 saat sonra yapılmalıdır.
- Egzersiz öncesinde ve sonrasında oluşacak sıvı kayıplarını önlemek için su alınmalıdır.
- Yürüyüş, koşu, bisiklet, kürek, yüzme yanında karın ve bel çalışmalarına önem verilmelidir.

Egzersiz herkes için gerekli
Tatilde bulunduğunuz otelin veya sitenin egzersiz salonu varsa hocaların gözetiminde kas çalışmalarını yapmanızda büyük fayda var. Tatil süresince yaptığınız egzersizleri tatil sonrasında da yapmaya çalışmalısınız. Unutulmamalıdır ki, egzersiz sadece şişman insanlar için değil, herkes için önemlidir.

Uzun süreli egzersiz krampa neden olabilir
Tatilden önce egzersiz yapmıyorsanız, uzun mesafe yüzmeye kalkmayın. Çünkü denizin ortasında girecek krampların başlıca sebeplerinden biri de vücudun yapılan egzersiz için daha önce antrene edilmemiş olmasındandır. (Kas kramplarının diğer oluşum sebepleri ise kalsiyum, potasyum, magnezyum eksikliği, ısı değişimi, sıvı kaybı ve kasların daha önce alışık olmadıkları bir yüke maruz kalmalarıdır) Antrene değilseniz, kramp sorunu yaşayabilirsiniz.