Osman Müftüoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osman Müftüoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Daha iyi yaşlanmak için bunlara dikkat edin

Daha iyi yaşlanmak için bunlara dikkat edin

Daha iyi yaşlanmak için nelere dikkat edilmeli?


Kanımızdaki insülin seviyeleri ile iyi veya kötü yaşlanma ile arasında bir ilişki var ve insülin hormonu kaliteli yaşlanma ve yaşlanma hızını azaltma açısından önemli bir belirleyici unsur. 

Kandaki insülin seviyesinin artması bizi beklediğimizden daha hızlı yaşlandırırken,  kandaki insülin seviyesinin azalması yaşlanma hızımızın düşmesine neden oluyor. 

Bu sebeple kırk yaşından sonra “açlık insülini” seviyelerini de izlememiz gerekir. Makul rakam 5 ünitenin altıdır.


İyi yaşlanma” söz konusu olduğu zaman ne kadar kasa sahip olduğumuz da önemlidir. Yeterli ve güçlü kaslarınız varsa yaşlılık döneminiz daha iyi geçecektir. Daha çok kasa sahip olmak daha kolay kilo kontrolü, kolesterol, trigliserid, daha kolay şeker,  ayarı, daha güçlü bir bağışıklık sistemi, daha az düşme ve osteoporoza bağlı kırık riski anlamına da gelir. 

Özellikle yaşlılığa bağlı kas kaybı –sarkopeni- iyi kontrol edilemediğinde kötü yaşlanmaya neden olabilmekte. Sarkopeni obez yaşlılarda daha da önemli bir risk faktörü haline geliyor. Fazla kilolu yaşlıların kaslarını korumalarında fayda var. Bunun yolu da düzenli yürümek ve aralıklı ağırlık-direnç egzersizlerinden geçiyor. 



Beyni de beslemeliyiz


Yaşlandıkça “beyin-beslenme ilişkisi” de çok önemli bir konu haline geliyor. Beyin –merkezi sinir sistemi- şekerin azından da çoğunda da hoşlanmıyor, makul miktarda şekerle daha bir mutlu oluyor. 

Beyin doymuş yağlardan da fazla hoşlanmıyor. Omega-3 yağ asitlerine ise adeta bayılıyor! Özellikle EPA –Eikosa Pentaenoik Asit- her yaştaki nöronlar için neredeyse “beyin sütü” işlevi görüyor. 

B12 vitamini için de aynı tanımı kullanmak doğru olur. Beynin sağlıklı işleyebilmesi için mutlaka demir mineraline de ihtiyacı var. Özetle yaşlandıkça beyni de beslemekte fayda var.

Aşırı şeker tüketmek kadında da erkekte de hormonal dengeyi bozuyor. Kadınlarda tüylenme/sivilcelenme problemlerine, adet düzensizliklerine daha çok rastlanıyor. Erkeklerde de testosteron hormonu –erkeklik hormonu- üretimini azalttığı gösterilmiş. Yaşlandıkça şekeri –tatlıyı- azaltmalıyız.


Tıpkı şeker gibi alkol de cinselliği olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle erkeklerde aşırı alkol tüketimi yumurtalık fonksiyonlarının zayıflamasına, meme büyümesi, kıl dökülmesi ve benzeri değişimlerle feminizasyon –kadınlaşma!- işaretlerine yol açıyor.
Ceviz suyu kolesterolü düşürür mü?

Ceviz suyu kolesterolü düşürür mü?

Ceviz suyu kolesterolü düşürür mü?


Cevizi ister yiyin ister suyunu için, çünkü her iki durumda da ceviz kolesterolü düşürmeye yardımcı oluyor. 2004 yılından beri Amerikan Besin ve İlaç Dairesi günde 30-40 gram ceviz tüketmenin kalp sağlığını korumaya yardımcı olabileceği şeklinde bir öneriyi ceviz paketlerinin üzerine yazılmasına dahi izin veriyor. 



Bir ceviz ortalama 25 kalori içerir ve kalp sağlığınız için maksimum yararı alabilmeniz için günde 6-8 ceviz tüketmeniz yeterli. Ancak burada dikkat etmeniz gereken tüketilen cevizin size 200 kalorilik bir enerji yüklemesi. 

Alacağınız bu enerjiyi ya başka yiyecekleri azaltmak suretiyle dengelemeli ya da egzersiz yaparak harcamalısınız. Aksi halde yaklaşık olarak her ay bir kilo alırsınız.


Ceviz bitkisel omega-3’ler, magnezyum, folik asit ve posadan zengin yapısı ile kalp dostu bir yiyecektir. Sırası gelmişken 200 kalori yakmak için 25 dakika tempolu yürümeniz, 30 dakika kadar tenis oynamanız, bir saat kadar golf sporu yapmanız gerektiğini hatırlatalım.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Cevizin faydaları


Cevizin kadınlar için faydaları


Fındık mı, ceviz mi daha yararlı?

Ceviz Yağı faydaları


Kolesterol için yeşil mercimek çorbası kürü






Ayakta durmak kilo verdirir mi?

Ayakta durmak kilo verdirir mi?


Ayakta durmanız bile yeterli


Yeni yapılan bir araştırma, sadece aktif bir hayatın değil, ayakta durmanın bile bize tembellik yapmaktan daha fazla sağlık avantajı sağladığını gösterdi.


Çok iyi biliyoruz ki, en az yiyip içtiklerimiz kadar aktivite de önemlidir. Çünkü aktif bir hayat sürmeden, düzenli egzersiz alışkanlığını hayatımızın bir parçası haline getirmeden ne güzel bir uyku uyumamız, ne kolesterolümüzü, şekerimizi, tansiyonumuzu kontrol altına almamız ne de sağlıklı bir kilo aralığında kalabilmemiz mümkün değil.
 

İnsan bedeni hareket etmek, en azından aktif bir hayat sürmek üzere tasarlanmış, ne yapıp etmeli onu harekete geçirmeliyiz. 


Yeni yapılan bir araştırma, sadece aktif bir hayat sürmenin değil, ayakta kalmanın bile bize miskinlik yapmaktan –yan gelip yatmaktan- daha fazla sağlık avantajı sağladığını gösterdi. Sadece yatmanın değil, oturarak çalışmanın da ayakta kalmaya oranla dezavantajları var.

İngiltere’de yapılan bu son çalışmanın neticelerine bakılırsa ayakta geçirdiğiniz süre arttıkça da şekeriniz daha kolay ayarlanıyor, kalbiniz daha iyi çalışıyor, vücudunuz oturur ya da yatarkenkinden daha çok kalori yakıyor.

Yani hiç hareket etmeden ayakta durduğunuzda bile oturur ya da yatar pozisyona göre üç beş kat kalori yakma imkânınız var. 

Ünlü tıp dergisi Lanset’te yayınlanan araştırmaya bakılırsa sadece işyerinizde günde 3-4 saatinizi ayakta geçirmeniz, size neredeyse yılda 10 maraton koşmuş kadar avantaj sağlıyor. 

NE YAPMALI?

Benim tavsiyem şu: İster işyerinizde, ister evinizde fark etmiyor, hayata hareket katmak her geçen gün biraz daha önem kazanıyor. Evde susadığınızda suyunuzu kalkın, kendiniz doldurup için. 

Kahvenizi, çayınızı kendiniz hazırlayıp tüketin. Ufak tefek ev işlerini çalışanlara ya da elektrikli aletlere değil el, kol ve ayaklarınıza emanet edin. İşyerinizde telefon konuşmalarını, arkadaş sohbetlerini ayakta yapın. 

Yan odadakilerle chat’leşmeyi bırakıp onları ziyarete gidin. Fırsat buldukça işyerinizde de, evde de adım atın. Saat başı yapacağınız 5-10 dakikalık kısa adımlama turları bile işinize yarayacaktır.