Cinsellik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cinsellik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Seks Yapma Korkusu Vajinismus

Seks Yapma Korkusu Vajinismus

Seks Yapma Korkusu Vajinismus


Seks yapma korkusu olarak bilinen vajinismus; kadının bilinçli olarak cinsel ilişkiye girmek istemesine rağmen, penis-vajina birlikteliği sırasında, başta aşk kaslarını (pelvik taban kasları) ani ve istemsiz bir şekilde sıkması ve bununla beraber korku, endişe veya panikle tüm bedenini kasması, eşini itmesi, bacaklarını kapatması ve cinsel ilişkiye girememesidir. Diğer bir değişle, cinsel birliktelik sırasında, hata bunu denemeden önce vücudun korkuyu bedenle ifade etmesi olarak da ifade edilebilir . “Canım çok yanacak!”, “Çok kanamam olacak!”, “Kilitlenip kalacağım ve doktorlar bizi hastanede levye ile ayıracak!”, “İçimde bombalar patlayacak!” gibi abartılı ve yanlış inanışlardan dolayı hissedilen korku ve tehlike algısının bilinçdışından aktarılması sırasında, istemsiz kasılmalar ortaya çıkar, psikolojik ve fiziksel bir panik haliyle tüm bedenle “Giriş yok!” mesajı verilir. Seks yapmaktan korkan, seks yapmaktan kaçınan veya seks yapmayı erteleyen birçok çift, vajinismus olduğunu bilmeden vakit kaybediyor, evliliklerini ya da beraberliklerini tehlikeye atıyor ve ciddi özgüven sorunları yaşıyor. Ancak şunun altını çizmekte fayda var;vajinismus kader değildir, yüzde yüz tedavisi vardır ve cinsel terapidir. Bunun için öncelikle sorunun kabul edilmesi ve daha sonra datecrübeli bir cinsel terapiste başvurmak yeterlidir.

CİNSEL İLİŞKİYE GİREMİYORUM…
Ben 4 aylık evli bir bayanım. Daha önce hiç cinsel ilişki yaşamadım. Ara sıra yaptığım mastürbasyonların dışında bedenime dokunmazdım bile… Eşimle cinsel ilişki yaşayamamamız psikolojimi bozdu. Bir kadın doğum uzmanına kontrole gittim fakat hiçbir şekilde vajinama temas edemedi. Bu nedenle benim vajinismus olabileceğimi söyledi. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Ne olur bana yardımcı olun.

J.B./Çukurambar
Erkeğin cinsel organı penis ile vajinanın birbirine nüfus etmesi anında vajina kaslarının istemsiz kasılmasına vajinismusdenir. Bu istemsiz kasılma sadece eşinizin penisiyle değil, sizin ya da eşinizin parmağı ya da tampon sonucu da olabilir.Vajinismus (vajinanın tamamen kapanması) cinsel birleşmeyi zor ya da imkânsız hale getiren bir durumdur. Belirtileri kadından kadına değişiklik gösterebilir. Cinsel birleşmeniz bozulur ya da tamamen durur. Çünkü vajinismus sorunları cinsel ilişki yaşamanızı hatta aile kurabilmenizi bile engelleyebilir. Ayrıca jinekolojik muayene ya da pelvik muayene de zor ve imkânsız bir hale gelebilir. Hatta bazı durumlarda doktor muayene etmeden önce anestezik müdahale gerekebilir. Yine de, vajinismus kader değildir ve cinsel terapi programları ile %100 tedavisi mevcuttur. Bu nedenle size vakit geçirmeden bir cinsel terapiste başvurmanızı önerebilirim.

İLK GECE KORKUSU…
Ben önümüzdeki hafta evleniyorum ve bakireyim, daha önce hiç cinsel tecrübem olmadı. İlk cinsel ilişki yaşayacağım kişi eşim olacak ve çok korkuyorum. Daha şimdiden kasılıyorum, seks yapacağımız aklıma gelince bayılacak gibi oluyorum. Vajinismus diye bir şey durdum. Eşime yanlış davranıp onu bu illete sürüklemek istemiyorum. Bu nedenle, ilk gecede nasıl davranmam gerektiğini öğrenmem lazım. Bu konuda bana yardım edebilir misiniz?
A.K./Balgat
İçinde bulunduğunuz kötü durumun sorumlusu ne sizsiniz, ne de eşiniz. Sorumlu olan toplumumuz. Bizlere cinselliği öcü gibi gös­teren eğitim sistemimiz, çevremiz, ailemiz cinsel bilgiler edinmememiz, buna karşılık mutsuzluğa mahkûm olabilmemiz için birbirleriyle adeta yarı­şıyorlar. Şu andan itibaren yapabileceğiniz tek şey var. Cinsellikle ilgili bir takım yol gösterici kitaplar edinin. Bu kitapları eşinizle birlikte okuyun. Bilgi dağarcığınızı doldurduğunuzda artık işiniz nispeten daha kolay olacaktır. Bu arada erotizme açık olun. Sizi cinsel yönden tahrik edecek şeyler­den kaçınmayın. Hatta gerekirse erotik dergiler alın, erotik filmler seyredin. Siz ancak olabildiğince cinsel bilgiler edindikten ve iyice tahrik olduk­tan sonra yeni bir denemeyi başarıyla geçekleştirebilirsiniz. Bunu tek başınıza yapamıyor, cinsellikle ilgili doğru bilgileri öğrenemeyeceğinizi düşünüyorsanız, eşinizle birlikte bir cinsel terapiste başvurabilirsiniz.

YATAKTAN KAÇIYORUM…
Ben 3 aylık hamile bir kadınım. Eşimle 3 ay evvel evlendik. İlk gecemizde zar zor da olsa cinsellik yaşayabildik ama inanılmaz bir acı ve ağrı hissettim ve bir daha seks yapamadık. Eşim ön sevişme süremizi uzun tutuyor ve beni hiç incitmiyor ama ben yinede sevişirken ağrı çekiyorum., eşimi itiyorum ve yataktan kaçıyorum. Ayrıca hiç orgazm yaşamadım. Ne yapmamı önerirsiniz?

G.U./Mamak
Vajinismus kadının bir takım korkuları nedeniyle kasılarak ilişkinin gerçekleşmesine izin vermemesidir. Size tam olarak vajinismus dememiz şu an için mümkün değil, bunun için ayrıntılı olarak cinsel öykünüzün alınması ve jinekolojik muayene olmanız doğru olacaktır. İlk ilişkinin zor geçmiş olması sizi olumsuz etkilemiş, ancak normal şartlarda kadın rahat olur, gevşer ve yeterince sulanırsa ne ilk ilişkide ne de daha sonraki ilişkilerde acı, ağrı, kanama olmaz. Siz korkularınızdan dolayı kendinizi kasıyorsanız ve yeterince ıslanmıyorsanız, ilişkiye girmeniz zorlaşır. Öncelikle rahat olmalısınız, seksin iki kişi arasında zevkin paylaşımı olduğunu ve acı verici bir şey olmadığını düşünmelisiniz. Ayrıca eşinizle birlikte bir cinsel terapistten yardım almanız faydalı olacaktır.

SANIRIM BEN VAJİNİSMUSUM…
Ben 2 senelik evli bir bayanım ve internetteki yazılarınızdan anladığım kadarıyla vajinismusum. Eşim çekingen biri olduğu için doktora gidemiyoruz. Sizce bunu nasıl çözebiliriz?

L.E./Yüzüncüyıl
Vajinismus istemsiz kasılma veya vajinan içine bir nesnenin girilmesiyle (tampon, parmak, penis, spekulum), “aşk kasları” adını verdiğimiz pelvik taban kaslarının refleks sonucu kasılmasıdır. Aşk kaslarının kasılması rahatsızlıktan kaynaklanan acı, yanma ve ağrıya neden olur. Vajinismusun çözümünde kadının rahatlaması, gevşemesi, yeterince ön sevişme yapılması ve kadının yeterince ıslanması çok önemlidir. Gevşeme ve nefes egzersizleri faydalı olacaktır. Size tavsiyem mutlaka bir cinsel terapiste gitmeniz yönünde olacaktır.

CİNSELLİKTEN KORKUYORUM…
Ben 18 yaşındayım ve neredeyse 8 aydır süregelen bir ilişkim var. Erkek arkadaşımın isteği üzerine cinsel ilişki yaşamaya karar verdik ama bir türlü cinsellik yaşayamadık. Aslında bende istiyorum ama bir anda ayaklarımı kapatıyor ve istemsiz olarak erkek arkadaşımı itiyorum. Sizce bu neden oluyor?

İ.O./Çankaya
Vajinismus, vajina kaslarının kontrolsüz bir şekilde kasılması sonucu ortaya çıkan bir cinsel işlev bozukluğudur. Vajina penis birleşmesi sırasında kadında meydana gelen kasılmaların cinsel ilişkiyi zorlaştırması hatta imkânsız bir hal almasına neden olmasıyla bilinmektedir. Hem psikolojik hem de fiziksel nedenlere bağlı olarak gelişen vajinismus oldukça karmaşık bir sorundur. Vajinismusun cinsel travma, cinsel istismar, psikolojik faktörler ve cinsel ilişki sırasında duyulan rahatsızlık öyküsü de dahil olmak üzere pek çok olası nedeni vardır. Bazen ise nedeni bile bulunamamaktadır. Vajinismus tedavisi cinsel terapi ile yapılmaktadır. Kegel egzersizleri, vajinada bulunan pelvik taban kaslarının tekrarlayıcı kasılma ve gevşemelerini sağlamaktadır. Bu egzersizler vajinal kaslar üzerindeki kontrolü geliştirmede yardımcı olmaktadır. Size tavsiyem Kegel egzersizleri yapmanız ve mutlaka bir cinsel terapistten yardım almanız yönünde olacaktır.
Cem Keçe

Etiketler » bakire, bekaret, bel soğukluğu, canım çok yanacak, cinsel ilişki, cinsel sağlık, Cinsellik, çok kanamam olucak, erken boşalma, eşler arası destek, iktidarsızlık, iletişim, iletişim yöntemleri, ilk gece, istemsiz sıkma, kadin, kasma, kegel egzersizleri, kilitlenme, kızlık zarı, kızlık zarı çeşitleri, kızlık zarı yırtılması, problem, seks, seks yapma korkusu, tedavi, vajina, vajinismus, vajinismus problemleri, vajinismus tedavi yöntemleri, vajinismus tedavisi, vajinusmus, yatak
Gebelikte cinsel ilişkinin kısıtlanması gereken durumlar

Gebelikte cinsel ilişkinin kısıtlanması gereken durumlar

Gebelikte cinsel ilişkinin kısıtlanması gereken durumlar
Orgazm olsa da olmasa da özellikle gebeliğin sonuna doğru cinsel ilişki esnasında uterusta anne adayı tarafından hissedilebilen kasılmalar olmaktadır.
Önceki gebeliklerinde
Tekrarlayan düşük, erken doğum, serviks yetmezliği ve buna bağlı erken doğum ya da düşük öyküsü olan.

Mevcut gebeliğinde
Düşük tehdidi, erken doğum tehdidi, erken membran rüptürü, vajinal kanama, genital bölgede enfeksiyon gibi normaldışı durumları olan anne adaylarının bu normaldışı durum ortadan tümüyle kalkana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir. İlişkinin yasak olduğu süre doktor tarafından belirlenir.
Bebeklerinde ağır gelişme geriliği ya da başka nedenlerle fetal distres gelişme riski yüksek olan anne adaylarının da doktorlarının belirlediği bir dönemden itibaren cinsel ilişkide bulunmamaları gerekir.
Bu risk faktörlerini taşımayan anne adaylarında cinsel ilişki anne adayının kendini rahatsız hissetmemesi koşuluyla tüm gebelik boyunca devam edebilir.
Baba adayında cinsel yolla bulaşan hastalık saptandığında ise enfeksiyon tedavi edilmeli ve doktor önerisine göre hareket edilmelidir.

Vajinal kanama
İster ilişki sonrasında olsun, ister ilişkiden bağımsız bir zamanda meydana gelsin ve miktarı ne olursa olsun gebelikte kanama hemen doktor değerlendirmesi gerektiren bir durumdur.
Gebelikteki tüm kanamalarda normaldışı durumun etkileri tümüyle silinene kadar cinsel ilişkiden ve orgazmdan kaçınmak gerekir. Yeniden güvenli bir şekilde cinsel ilişkiye başlayabilme konusunda doktorunuzun vereceği karara uymalısınız.
Birinci trimesterde oluşan kanamaların en sık nedeni düşük tehdidi ya da düşüktür.
Düşük tehdidi durumlarında süresi doktorunuz tarafından belirlenmek üzere cinsel ilişki doktor tarafından yasaklanır.
Placenta previa (plasentanın doğum kanalını tıkaması) durumunda ilişkinin mekanik etkisi ya da orgazmın uterusu kasıcı etkisi kanamaya neden olabilir. Bu nedenle placenta previa saptandığı andan itibaren genellikle cinsel ilişki yasaklanır. Bazı durumlarda başta previa tanısı konan anne adaylarında gebeliğin ilerlemesiyle plasenta doğum kanalı girişinden uzaklaşarak yukarıya göç edebilir. Bu durumlarda placenta previa tanısı ortadan kalktığından ilişki tekrar serbest bırakılır.

Erken Doğum Tehdidi
Orgazm olsa da olmasa da özellikle gebeliğin sonuna doğru cinsel ilişki esnasında uterusta anne adayı tarafından hissedilebilen kasılmalar olmaktadır. Bu kasılmalar daha önce doğum yapmış anne adayları tarafından daha kolaylıkla hissedilirler. Ancak bu kasılmalar erken doğumu başlatacak nitelik ve şiddete sahip değildirler. Bu yüzden normal gebelikte cinsel ilişkinin erken doğuma yolaçmadığı kabuledilir. Ancak erken doğum eylemi nedeniyle tedavi gören ve/veya erken doğum yapma açından yüksek risk faktörü olan anne adaylarının doktorlarının belirlediği gebelik haftaları arasında cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir.
Yoğun meme başı uyarısı da kasılmaları başlatabilen bir etken olduğundan cinsel ilişki esnasında meme başı uyarısında şiddetli kasılmalar hisseden ve/veya erken doğum yapma riski yüksek olan anne adaylarının da bu eylemden kaçınmaları gerekir.
Erken Membran Rüptürü (EMR), genellikle enfeksiyon temelinde gelişen bir durumdur. Dahası enfeksiyona bağlı gelişen EMR sonrası fetus ve amnios sıvısı vajinadan gelen tüm bakteri ve diğer enfeksiyon etkenleri karşısında korumasız hale gelir. Bu yüzden EMR gelişen anne adaylarının doktorlarının önerdiği şekilde aktif cinsel ilişkiden kaçınmaları gerekir.

Etiketler » 3 ay, anne, bebek, bulaşıcı, cinsel istek, Cinsellik, doğum, erken doğum, gebe, gebelik, gebelikte cinsel ilişki, gebelikte cinsel yaşam, Gebelikte Cinsellik, gebelikte hangi durumlarda seks yapılmaz, gebelikte seks, gebelikte seks pozisyonları, hamile, hamilelikte cinsel hayat, hamilelikte cinsel ilişki, hamilelikte seks, hamilelikte seks pozisyonları, hamilelikte seks yapılmaması gereken durumlar, Hamilelikte sex, herpes, kadin, seks, sex
İlk gece seks yok

İlk gece seks yok

İlk gece seks yok
İlk akşam seks yapılmamasının nedenleri araştırıldı. Bakın o nedenler neymiş?
İngiltere’de indirim kuponu dağıtmasıyla ünlü Voucher Codes Pro adlı internet sitesinin son üç yıl içinde evlenen 2128 çiftle yaptığı ankete göre, evlenenlerin yüzde 52’si düğün gecesinde seks yapmıyor; yüzde 17’si seks için üç gün bekliyor. İlk akşamda seks yapılmamasının birinci nedeni damatların düğün sonrasında çok sarhoş olmaları.

İşte nedenler ve yüzdeleri:
1. Damat çok sarhoştu (yüzde 24)
2. Gelin çok yorgundu ve uyuya kaldı (yüzde 16)
3. Gelin çok sarhoştu (yüzde 13)
4. Çocuklara bakmak gerekti (yüzde 11)
5. Düğünde kavga ettiler (yüzde 9)
6. Balayı için yola çıkmaları gerekti (yüzde 9)
7. Bütün gece misafirlerle eğlendikleri için uyanıktılar (yüzde 7)
8. Damat çok yorgundu ve uyuya kaldı (yüzde 4)
9. Gelin de damat da seks yapma isteği duymadı (yüzde 4)
10. Diğer nedenler (yüzde 3)

Etiketler » cinsel deneyim, cinsel ilişkiye girememe, cinsel ilişkiye girme korkusu, Cinsellik, erkeklerde ilk gece korkusu, evlilik, evlilikte ilk gece korkusu, evlilikte vajinismus, evlilikte vajinismus sorunu, ilk cinsel deneyim, ilk cinsel ilişki, ilk gece, ilk gece ilk cinsel ilişki, ilk gece kabusu, ilk gece korkusu nedeni, ilk gece korkusu nedenleri, ilk gece seks, ilk ilişki korkusu nedenleri, ilke gece seks olmamasının nedenleri, kadın erkek, seks
Gebelikten korunma yöntemleri

Gebelikten korunma yöntemleri

Gebelikten korunma yöntemleri
Cinsellikte korunma, kadının olduğu kadar erkeğin de sorumluluğu. Korunma yöntemleri ile ilgili eğitimler çoğunlukla kadınlara veriliyor. Bu durum da, konunun yalnızca kadınlarla ilgili olduğu yönünde yanlış bir algı oluşuyor. Doğru korunma yöntemi için çiftlerin birlikte hareket etmesi gerekir. Ayrıca bu konuda doktor desteği de alınmalıdır. Emsey Hospital’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Esra Can Çetin bu konudaki görüşlerini bildirdi.
Planlanmamış bir gebeliğin kürtajla sonuçlanması, kadınlar için büyük bir travma nedenidir. Kadınların kürtaj sonrasında yaşayacakları travmaya ve cinselliği kadınların omuzlarında yük haline getirmeye engel olmak açısından, erkeğin de gebelikten korunma sorumluluğuna ortak olması gerekir. Gebelikten korunma hem erkeği hem de kadını ilgilendiren bir konu. Korunmanın hangi taraf için daha kolay olduğu, kişisel faktörlere göre değişkenlik gösterebilir. Kadınlarla ilgili yöntemler daha çok sistemik hormon alımına bağlı pek çok yan etkiyi beraberinde getirir. Erkekle ilgili yöntemlerin başında gelen prezervatif, motivasyonun yeterli olduğu durumlarda rahatlıkla tercih edilebilir. Prezervatifin bir korunma yöntemi olarak en az yan etkiye sahip olması avantajlı bir durum.

Erkeklerde korunma yöntemleri
Günümüzde erkeklerin kullanabileceği geri çekme, prezervatif ve vazektomi olmak üzere üç yöntem vardır. Prezervatif spermlerin vajinaya girmesini engelleyerek etkisini gösterir.Yöntemin başarılı olması için, erkekte cinsel ilişki sırasında ejakulasyondan önce salgılanan sıvılarda az sayıda da olsa hareketli sperm bulunabileceği unutulamamalı ve prezervatif kullanımı son ana bırakılmamalıdır.
Lateks alerjisi olan kadınlarda reaksiyon oluşturabilmesi dışında yan etkisi yoktur. Kadın ve erkeği AIDS dahil cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruması en büyük avantajıdır. Bu nedenle, çok eşlilerin ya da partneri çok eşli olan kadınların kendini cinsel yolla bulaşan enfeksiyon, genital siğil ve serviks kanserinden koruması için bu yöntemi tercih etmeleri doğru bir seçim olacak. Kondom yırtılmasından şüphe edilen durumlarda ertesi gün hapı alınabilir.
Erkekte vazektomi denilen, testisten spermleri penise getiren kanalların kesilmesi işlemi, geri dönüşü mümkün olmayan bir cerrahi uygulamadır. Cinsel hayatı olumsuz etkilemeyen bu yöntem, hiç çocuk arzusu olmadığı konusunda emin olan erkekler için uygundur.

Kadınlarda gebelikten korunmada bariyer yöntemler
Bariyer yöntemler (diyafram, servikal başlık ve vajinal halka), hormonal yöntemler (doğum kontrol hapı, koruyucu iğneler, implant), spermisidler, tüp ligasyonu ve rahim içi araç olarak sayılabilir.
Bariyer yöntemlerden olan ve kadın kondomu da denilen diyafram; vajene yerleştirilerek, halka şeklinde spermleri öldüren, yumuşak bir kauçuktur. Servikal başlık ise, rahim ağzına yerleştirilen bir bariyerdir. Kullanışsız olan bu iki yöntem, artık günümüzde tercih edilmemekte.
Vajinal halka (Nuva Ring), yeni bir bariyer yöntemdir. Adetin 1. günü vajene yerleştirilip, 21. günü çıkartılan bu halka derine yerleştirildiği için, cinsel ilişki sırasında rahatsızlık vermez ve lokal hormon salgıladığı için hormonal yan etkisi yoktur.

Kadınların korunmasında hormonal yöntemler
Kadınların korunmasında hormonal yöntemler; doğum kontrol hapı, koruyucu iğneler ve implanttan oluşur. Doğum kontrol hapları, 21 gün içilip, 1 hafta ara verilen ya da 28 tane içerdiği için ara verilmeksizin kullanılan formlara sahip bir korunma yöntemidir. Estrojen ve progesteron içerirler. Bu ilaçlar emziren kadınlarda, 35 yaş üzerinde, sigara içen kadınlarda ve bazı hastalıkların varlığında kullanılamazlar. Bu gibi nedenlerle östrojen almaması gereken kadınlar için uygun olan, sadece progesteron içeren ve mini hap da denen doğum kontrol hapları da bulunmaktadır.
Aylık ve üç aylık iğneler, ülkemizde ruhsatı olan iki aşı türünü kapsar. Bu aşılardan biri sadece progesteron içeren, 3 ayda bir kas içine uygulanan formdur (Depo Provera). Diğeri ise, ayda bir kas içine uygulanan östrojen ve progesteron birlikte içeren formdur (Mesigyna). Her ikisinde de, sistemik dolaşıma geçen yüksek dozda hormon gebeliğe uygun ortam oluşmasını çeşitli şekillerde önler.
İmplantlar, yerleştirildikten sonra 5 yıl (Norplant) ve 3 yıl (İmplanon) koruyuculuğu olan ürünlerdir. Üst kolda cilt altına yerleştirilen kibrit çöpü boyutunda hormon salgılayan implantlar, uygun hasta gurubunda tercih edilebilir. Bu yöntemde de düzensiz kanamalar, kilo değişiklikleri, depresyon, sinirlilik, baş ağrısı, bulantı, memelerde hassasiyet olabilir. İmplant, küçük bir müdahale ile yerleştirilip çıkarılır, çıkarıldıktan yaklaşık 3 ay sonra yumurtlama normale döner.

Kadınlarda kullanılan diğer koruyucu yöntemler
Kadınlarda kullanılan diğer koruyucu yöntemlerden olan spermisid; spermleri öldüren, ilişkiden 10–15 dakika önce vajinaya uygulanan bir malzemedir. Köpük, jel, sprey, tablet ya da krem formunda çeşitleri bulunur.
Kadınlarda bir diğer koruyucu yöntem olan tüp ligasyonu ise, kadında tüplerin cerrahi olarak bağlanması işlemidir ve başarısı %99,6’dır. Ancak bu yöntemin geri dönüşümü zordur. Sıklıkla laporoskopik olarak gerçekleştirilir. Lokal ya da genel anestezi gerekir. Karında küçük de olsa kesi izi olur ve laporoskopinin cerrahi riskleri (kanama, barsak hasarı gibi) söz konusu olabilir.
Rahim içi araç (RİA), rahim içine yerleştirilen bakır metalinden, ucunda ip bulunan ve plastikten yapılmış bir alettir. Eski formları sarmal şeklinde olduğu için spiral de denen bu alet, günümüzde T harfi şeklindedir. Hormon içermediği için sistemik etkisi yoktur, koruyuculuğu on yıldır. Güvenlidir fakat senede bir jinekolog kontrolü gereklidir. Takma ve çıkarma işlemleri bir miktar ağrılıdır. Ara kanamalar, kasık ağrısı ve vajinal akıntıya yol açabilir.
Hormonlu spiral olarak bilinen progesteron hormonunu rahim içine salgılayan rahim içi araçlar (Mirena), sistemik hormon almak istemeyen kadınlarda uygulanabilir. Etkinliği yüksektir, fakat başlangıçta kanamanın düzensiz olması, sonra kanamanın kesilmesi söz konusudur.
Ülkemizde yeni kullanılmaya başlanan bir diğer yöntem de histeroskopik olarak yani vajenden geçilerek, kamera eşliğinde rahime girilerek uygulanır. Bu yöntem, her iki tüpe yerleştirilen, tüpleri tıkayarak geçişi engelleyen helozon şeklinde metaller kullanılarak uygulanır (Essure). İşlemin başarısı yüksektir. Anestezi olmadan yapılabilir ve karna kesi yapılmadığı için yara izi yoktur. Fakat geri dönüşü yoktur ve maliyeti diğer yöntemlere oranla daha yüksektir.

Yüksek gebelik riski taşıyan durumlar için korunma yöntemleri
Acil kontrasepsiyon dediğimiz, korunmasız ilişkiye girilmiş ya da doğum kontrol hapının birkaç gün unutulması, prezervatifin yırtılması gibi şüpheli durumlardan sonra kullanılabilecek yöntemler de vardır. Bu gibi durumlarda; ertesi gün hapları, sık aralık ve dozlarda alınan doğum kontrol hapları, ilişki sonrası spiral uygulaması seçeneklerinden biri uygulanabilir. Fakat, bunların sadece acil durumlarda ve tek seferlik kullanılması gerektiği, sürekli bir doğum kontrol yöntemi olmadıklarının bilinmesi önemli.
Evlilikteki cinsel sorunlar

Evlilikteki cinsel sorunlar

Evlilikteki cinsel sorunlar
Bir kadın bir erkek… Bir ömür boyu, aynı yastıkta zor iş… Ekonomik kaygılar, monotonluk, çoluk çocuk derken, bir bakmışsın hayatınızın aşkı bir yabancıya dönüşmüş. Cinsellikse çoktan bir lüks olmuş. Oysa sizi bir arada tutan en önemli bağ “seks”. Cinsel hayatınıza gereken özeni göstermek daha mutlu bir aile hayatını da beraberinde getiriyor.

Ten uyumsuzluğu
Araştırma sonuçları bize her bedenin bir kimyası olduğunu gösteriyor. Ve kadın ile erkeğin vücut sıvılarının, ter dahil, birbirleriyle uyumlu olması gerekiyor. Ten uyumunda sorun olmayan çiftler, birbirlerini arzular, gün içinde özler ve “cinsel aşk” diye tanımladığımız tutkulu duyguyu yaşarlar. Eğer çiftler arasında cinsel aşk varsa en sorunlu evliliği bile kurtarmak mümkün olabiliyor. Ama bakıyorsunuz evlilikte çok büyük sorunlar yok ama cinsel aşk da yok, yani ten uyumları sıfır, o zaman evliliği kurtarmak ne yazık ki imkansız oluyor.
Çiftlerin Seks Hayatında Vücut Saatlerinin Uyumsuzluğu: Erkeklerin büyük çoğunluğunun sabah saatlerinde seksi seçtiklerini biliyoruz. Erkeğin sabahları erekte olarak uyanmış olması bunun en etkin sebeplerinden biri. Kadınlarsa daha romantik olduklarından ötürü akşam saatlerinde eşleriyle sevişmeyi arzu ediyor. Kadın danışanların şikayetleri genelde şöyle oluyor: “Eşim sabahları benimle sevişmek istiyor. Onun için hava hoş tabii. Duşunu alıp çıkacak. Oysa ben banyoya gireceğim, saçımı kurutucağım, ardından kahvaltı hazırlayacağım, çocukları okula göndereceğim ve sonunda ben de işe gideceğim. Oysa akşam el ayak çekildikten sonra seks yapmak benim için çok daha zahmetsiz ve duygu dolu.” Erkeğin mantığıyla kadının duygusallığının çatıştığı nokta burası oluyor genelde. Yirmi küsur yıllık terapi deneyimimde yalnızca bir ya da iki kadın sabahları sevişmek istediğini söylemiştir.

Çiftlerden birinin cinsel isteksizliği
On çiftten ikisinde görülen cinsel isteksizlik, elbetteki çiftlerin cinsel yaşamını oldukça olumsuz etkiliyor. Kimi zaman kadın, kimi zamansa erkekte görülen cinsel isteksizliğin birden fazla sebebi olabiliyor. Takıntılı kişiliklerde cinsel isteksizliğe daha fazla rastlıyoruz. Eşinin ağız kokusu, diş yapısı, bedenindeki kusurlar, göbekli olması, fazla tüylü olması, vücuttaki bir leke ya da biçimsizlik cinsel isteksizliği tetikleyen nedenlerin başında geliyor. Ayrıca kadınların en büyük şikayetlerinden biri, eşlerinin vücut temizliklerine dikkat etmemesi. Kesilmemiş, içi kirli tırnaklar, ter kokusu, fırçalanmamış dişler ve ağız kokusu kadınlarda isteksizlik yaratabiliyor. Kadınların Cinsel Cezaya Başvurmaları: Kadınlar öfkelendikleri zaman bu öfkelerini biriktirme özelliğine sahiptir. Kadının detaycı ve analizci bir beyne sahip olması ve geçmişte yaşanan olayları, söylenen sözleri ve davranışları unutmaması, evlilikte sıkıntı yaratan sebeplerin başında geliyor. Kadının eşini değiştirmek istemesi ve erkek değişmedikçe öfkelenmesi de etkin nedenlerden biri. Kadın özellikle de Türk kadını eşini cezalandırmak için cinsel yasağa başvuruyor. Hele ki eşinin libidosu yani cinsel enerjisi yüksekse, kadın eşini cinsellikten uzak tutarak cezalandırdığını düşünüyor ama hiç kuşkusuz bu, doğru bir yol değil. Çiftler arasında zamanla cinsel soğukluk oluşabiliyor ve aldatmaya kadar giden daha büyük sorunlar oluşabiliyor.

Kadınlarda vajinismus
Bu, kadının cinsel ilişki sırasında vajinasındaki kasların kasılıp eşinin girişine izin vermemesidir. Çoğunlukla korkudan, özellikle de ilk gece korkusundan oluşan bir rahatsızlıktır. Genç kızlarımızın cinsel tabularla baskılanması, cinselliğin ayıp günah olarak gösterilmesi, bekaret sendromu ve cinselliğin zevk almak değil de acı çekmek olarak yüklenmesi vajinismusun nedenlerinin başında geliyor. Yıllarca evli olup da eşiyle cinsel ilişkiye giremeyen pek çok kadınımızın olması, çok ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Psikoterapi ve gerekiyorsa ilaç tedavisiyle başarılı sonuçlar alınabiliyor.

Erkeklerde erken boşalma
Eğer fiziksel bir sorundan kaynaklanmıyorsa, erken boşalmanın sebeplerinde de yine psikolojik baskıyı görüyoruz. Toplumun ve ailenin damat adayından, eşini mutlu etme beklentisi ve baskısı, mutlaka “İlk gecede kızlık zarını bozacaksın” yüklemeleri, zaten heyecan içinde olan erkeğin sinir sisteminde yıpranma yarattığından, “ya başaramazsam kaygısı” yüksek olur ve erken boşalma gerçekleşir. Bir kez erken boşalan erkek, yine başarısız olacağım kaygısını oldukça yoğun yaşar ve eşiyle cinsellikten adeta kaçar. Erkekliğinin onuruna yediremediği için de bunu kimseye söylemez ve doktora gitmez. Tıpkı vajinimusta olduğu gibi evli olup da senelerce eşine dokunmayan, ayrı yataklarda yatan erkekler vardır. Günümüz tıp dünyasında tedavisi çok basit olan erken boşalmayla ilgili yine psikoterapi ve ilaç işbirliğine başvuruyoruz.

Birinci adım sorunların üzerini örtmek değil çözmeye karar vermek
Eşler arasında sorunların olması, özellikle de evlilikteki cinsel yaşantıda sorun yaşanması dünyanın sonu değildir. Ten uyumsuzluğu haricinde tüm cinsel sıkıntıların çözümü vardır. Yeter ki çiftler bu sorunlarına sahip çıksın. Burada birkaç altın öğüt verebiliriz:
Sorundan kaçmayın, üzerini örtmeyin ve çözümü ertelemeyin. Unutmayın ki üzerini örttüğünüz ve çözümünü ertelediğiniz sorunlarınız kısa bir süre sonra size iki veya üç katı sıkıntıyla geri dönecektir.
Eşinizle birlikte yaşadığınız sorununuzdan dolayı, sadece eşinizi suçlamayın. Tüm suçu eşinize yükler ve çözümü ondan beklerseniz, haksızlık etmiş olursunuz ve çözüme de ulaşamazsınız. Karşı tarafı suçlama davranışınızdan vazgeçin.
Sorununuza sahip çıkın. Unutmayın ki evlilik ve cinsellik iki kişiliktir. Her ikiniz de bu sorundan sorumlusunuz, suçlu değil.
Birlikte çözüm üretmeye çaba gösterin. Eğer çözümsüz kalıyorsanız bir uzmana ya da evlilik terapistine başvurun. Yardım almaktan çekinmeyin.

Birbirinizi suçlamayı değil, konuşmayı seçin
Kavga ve suçlama da bir iletişim yoludur, çiftler birbirlerine duygu ve düşüncelerini bu şekilde de iletebilirler. Ancak bu yol, yıkıcı ve evliliği zedeleyici, sevgiyi örseleyici bir yoldur. Sağlıklı iletişim için;
Birbirinizi dinleyin, karşı tarafın sözünü kesmeyin. • Birbirinizle empati kurun, eşinizin yerine geçip onu anlamaya çalışın.
Birbirinizden beklentilerinizi gözden geçirin ve ne kadar gerçekçi olup olmadığını değerlendirin.
Eşinize karşı önyargılarınızı törpüleyin.
İletişimin sadece konuşmak değil dinlemek olduğu gerçeğine gözden kaçırmayın.
Eşinizle tartışmalarınız olacaktır ama asla aşağılayıcı, kırıcı konuşmayın, küfürleri lugatınızdan çıkarın.

Kadınlar duygularının, erkekler iç güdülerinin doyurulmasından yana
Cinsellik en temel içgüdümüz ancak bu içgüdünün duygularla süslenmesi gerekiyor. Erkekler eşlerinin işveli cilveli olmamasından, soğuk olmasından şikayet eder en çok. Kadınlarsa eşlerinin kendilerine duygusal yaklaşmadığından yakınır ve bu yüzden soğuk davrandıklarını söyler. Kadın danışanlarımın biri şöyle demişti: “Eşim normal zamanda benimle ilgilenmez. Gün içinde aramaz. Eve gelince ne yaptın bugün, diye sormaz. Ama ben mutfaktayken gelir arkamdan sarılır. İşte o an kendimi çok kötü hissederim. Sadece şimdi mi aklına geliyorum diye itelerim çoğu zaman.” Bu anlamda kadınlar haklı. Erkekler cinselliği sadece içgüdü yani hayvansı yanlarıyla yaşamasalar da duygularını işin içine katsalar, cinsel hayatları daha keyifli olacak ve eşleri soğuk kadın olmaktan çıkacak. Tabii burada kişilik yapıları da etkin rol oynuyor. Evlenmeden önce o kadın çok sıcakkanlı ve istekliydi de, evlenince mi öyle oldu? Çiftler birbirlerinin kişilik yapılarını da iyi değerlendirmeliler.

Tutukusuzluk ve monotonluk cinsel hayatı öldürür
Evliliklerde %70 gibi önemli bir oranı kaplıyor cinsel hayat. Çiftlerin birbirine tutkularının bitmesi ve monotonluk cinsel hayatın iki güçlü katili. Çiftler cinsel hayatlarını renklendirmek için neler yapmalı?
Tutkularınızı öldürmeyin. Tutku kendiliğinden yaşamaz, onu beslemeli ve özen göstermelisiniz. Birlikteliğinize özel zamanlar ayırmalısınız.
Cinselliği sadece yatak odanıza hapsetmeyin. Evinizin her köşesi cinselliğe açıktır. Monotonluk cinsel hayatınızın en büyük düşmanıdır.
Birbirinizle cinselliği konuşmaktan utanmayın. Hoşunuza giden ve gitmeyenleri eşinize söyleyerek onu yönlendirin. Kimse kimsenin beynini okuyamaz!
Eşinize gücenebilir hatta kırılabilirsiniz ama yatağa asla küsmeyin. Eşinizi cinsel yasakla cezalandırmayın.
Anne baba rollerinizi bir kenara bırakıp eşinizle baş başa hafta sonu tatilleri yapın.
Renkli bir cinsel yaşam için yaratıcılık gerekir. Bu konuda hayal gücünüzü harekete geçirin.
Her şeyi karşı taraftan beklemeyin, siz de planlar yapın. Özellikle kadınlar cinselliği başlatmaya utanır. Bu önyargınızdan vazgeçin.
Seks yaparken konuşmayın

Seks yaparken konuşmayın

Seks yaparken konuşmayın
Seks, ülkemizde hala rahatlıkla konuşulamayan, konusu geçtiğinde bile utançtan yüzümüzü kızartan konulardan biridir. Bu kadar az konuşulmasına rağmen herkesin en çok merak ettiği konuların başında gelir. Seks konusunda bugüne kadar öğrenilen yalan yanlış bilgiler cinsel hayatımızı olumsuz yönde etkilemekte ve bu düşüncelerle birçok insan seksi belli kalıpların içerisine sokmaya çalışarak sınırlı bir şekilde yaşamaktadır.
Peki, bugün seks hakkında doğru bildiğiniz yanlışları öğrenmeye ne dersiniz? Siz de deneyimleyerek öğrendiğiniz ya da bu listede kesinlikle olması gerekiyor dediğiniz yanlışları listeye eklemek ister misiniz?

Seks için ilk adım erkekten gelmeli

Gün geçtikçe durum biraz daha iyiye gitse de özellikle ülkemizde kadınlar hala cinsel arzu ve isteklerini partneri ile paylaşmaya çekinmekte ve ilk adımı her zaman karşıdan beklemektedir. Kadınların cinsel istek duyması ve bunu açıkça dile getirmesi yanlış bir şey değil, aksine gayet sağlıklı bir durumdur. Partnerinize karşı cinsel istek duyduğunuzda bunu ona muhakkak gösterin. Direk söylemekten çekinseniz bile bunu beden dilinizi kullanarak rahatlıkla gösterebilirsiniz. Yanlış anlaşılma endişelerini bir kenara bırakın ve bu tarz olumsuz düşüncelerle cinsel hayatınızı sekteye uğratmayın.

Kadın ve erkek, cinselliği aynı şekilde yaşarlar

Kadın ve erkeğin anatomileri birbirinden farklıdır. Bu farklılık nedeniyle kadın ve erkeğin cinsel arzusu ve uyarılması, hatta orgazmı yaşayış biçimleri bile farklılık gösterebilir. Bu durum asla partnerinizle uyumlu bir seks hayatınızın olmadığı anlamına gelmez. Partneriniz kadar kolay tahrik olmayabilir ya da fiziksel anlamda çok çabuk uyarılmayabilirsiniz. Partnerinizle konuşarak cinsel uyumu yakalayabilir, romantizm ve kaliteli bir ön sevişme ile cinselliğin tadını çıkarabilirsiniz.

Seks yaparken konuşarak olayın büyüsünü bozmayın

“Seks yaparken konuşulmaz, anın büyüsünü bozar” gibi kulaktan dolma bilgiler ile seks hayatınızı monotonlaştırmayın. Seks yaparken konuşulur. Seks esnasında konuşmak istiyorsanız kendinizi rahat bırakın, konuşun, hatta biraz açık şaçık konuşmanız emin olun partnerinizin hoşuna gidecektir. Seks yaparken ne kadar rahat olursanız anın zevkine o kadar odaklanırsınız.

Çiftler her zaman aynı anda orgazm olmalı

Özellikle ilişkilerin başlangıç sürecinde aynı anda orgazm olmak neredeyse imkansızdır. Filmlerde gördüğümüz sevişme sahnelerinde kadın ve erkeğin saniyesi saniyesine aynı anda orgazm olduğu ve zevkten çıldırdığı sahneler, yaşamamız gereken orgazmın kreteriymiş gibi beyinlerimize kazınsa da bu düşünce tamamen yersizdir. Aynı anda orgazm olmak tamamen tesadüfi bir durumdur. Zamanla eşler birbirlerini ve vücutlarını tanıdıkça uyumlu bir cinsel yaşamı yakalayabilir ve aynı anda orgazm olmak mümkün olabilir. Fakat önemli olan aynı anda orgazm olmak değil her iki tarafın da yaşadığı orgazmın yoğunluğu ve kalitesidir.

Erkekler her zaman seks yapmak ister

Kadınlara kıyasla erkekler cinsellik konusunda daha istekli ve arzulu görünse de bu durum tamamen kadınların kendilerini bu konuda çok açık bir şekilde ifade edememelerinden kaynaklanır. Oysaki kadınlar da erkekler kadar cinselliği düşünüyor ve cinsel istek duyuyorlar.
Evet, erkekler seks konusunda çoğu zaman istekli olabilirler ama bu durum her zaman geçerli değildir çünkü cinsellik, sadece fiziksel bir aktiviteden ibaret değildir. Stres, üzüntü, kaygı gibi birtakım psikolojik problemler, cinsel isteği ve performansı etkiler. Bu nedenle erkeklerin her an cinselliğe hem fiziksel hem de ruhsal olarak hazır olması mümkün değildir.

Cinsellik hakkında konuşmak ayıptır

Cinsellik, iki kişi arasında yaşanan çok özel bir şeydir ve eşler cinsellik hakkında konuştukça birbirlerini ve vücutlarını keşfeder, böylece cinsellikten alınan keyif artar.
Cinsellik ile ilgili yaşadığınız kaygı, korku ya da isteklerinizi muhakkak partneriniz ile konuşun. Cinsel sorunlar konuşulmadıkça çiftler birbirinden gün geçtikçe uzaklaşır. Cinsel sorunlarınızın ilişkinizi soğutmasına izin vermeyin ve gerekiyorsa profesyonel yardım alın.

Seks sadece yatakta ve karanlıkta yapılır

Seks yapılan mekan ve ortamın özellikleri tamamen eşlerin zevkine göre karar verilebilecek bir durumdur. Özellikle bayanlar cinsellik konusunda daha utangaç olduğu için partnerlerinin kendisini çıplak olarak görmesinden rahatsızlık duyarlar ve sevişirken tamamen karanlık olan bir ortamı tercih ederler. Kendinizi yavaş yavaş çok karanlık olmayan ortamlarda sevişmeye alıştırabilirsiniz. İlk etapta perdeler ya da şıklar açıkken sevişmeniz tabii ki kolay olmayacaktır ancak tamamen karanlık olmayan hafif loş bir odada birbirinizi sevişirken görebileceğiniz bir ortamda seks yapmak hem size hem de partnerinize daha çok zevk verecektir.
Aynı şekilde klişeleşmiş bir diğer yanlış da seksin yatak odasından başka yerde yapılamayacağıdır.
Seks banyoda, mutfakta, oturma odasında, halının üstünde, koltukta, sandalyede de yapılır. Seksi belli kalıplar içerisine koymak ondan alınan zevki kısıtlar. Seks, iki kişi arasında ve özel ortamlarla yaşanır. Baş başa olduğunuz her mekan seks için uygun ortama dönüştürülebilir. Bu tamamen sizin ve parnerinizin hayal gücünüze kalmış :)

Kadınlar sadece klitoral orgazm yaşarlar

Kadınlarda orgazm, çoğunlukla direkt klitoris uyarısıyla oluşuyor. Klitoris, erkekteki penis başının karşılığıdır ve cinsel ilişki veya mastürbasyon sırasında klitoris erkeğin penisi gibi sertleşmektedir. Ancak kadınlar klitoral orgazmın yanı sıra vajinal orgazm da yaşayabilirler. Vajinal orgazm, cinsel ilişki sırasında penisin vajinaya girmesi ile yaşanan orgazmdır. Bu daha çok, zamanla öğrenilen bir tecrübedir. Vajinal orgazm ve klitoral orgazmı bir arada yaşadığınızda ise mükemmel orgazmlar yaşamanız kaçınılmazdır.

Ön sevişme olabildiği kadar uzun tutulmalı

Ön sevişmenin süresi kaliteli bir cinsel birliktelik için çok önemledir ve penisin vajinada kalma süresini uzatır. Genelde erkekler ön sevişme aşamasını atlayıp bir an önce ilişkiye girmeyi tercih etseler de kadın için genital bölgenin gevşemesi ve kayganlaşması açısından yeterli sürede ön sevişme gereklidir. Fakat sanılanın aksine çok uzun süren ön sevişmeler orgazmın kalitesini düşürür. Gereğinden fazla uzatılan ön şevişme, hem kadının hem de erkeğin orgazma ulaşma süresini uzatır ve yaşanacak orgazmın şiddetini düşürebilir.

Fantezi kurmak sapıklıktır

Fantezi kurmak ve cinsel sapkınlık ayrı şeylerdir ve birbirlerine asla karıştırılmamalıdır. Sağlıklı her birey cinsel fantezi kurar ve bu gayet normaldir. Cinsel fanteziler seksin önemli bir parçasıdır, hem kadın hem de erkeğin cinsel coşkusunu ve heyecanını artırır. Fanteziler, cinsel hayatı zenginleştirir, monotonluktan kurtarır ve cinselliği daha keyifli yaşamaya yardımcı olur.
Bu nedenle partneriniz cinsel fantezilerini sizinle paylaştığında ona sapıkmış gibi davranmaktan vazgeçin. Ayrıca siz de cinsel fantezilerinizi onunla rahatlıkla paylaşmalısınız. Cinsel fantezileri, seks hayatınızı canlandıracak ve cinsellikten alacağınız keyfi artıracak bir eylem olarak değerlendirirseniz, yıllardır içinizde sakladığınız ve kimselere itiraf edemediğiniz fantezilerinizi dile getirmeniz de daha kolay olacaktır.
Burçlara göre kadınların seks hayatı

Burçlara göre kadınların seks hayatı

Burçlara göre kadınların seks hayatı
Burçlara karşı inanın ya da inanmayın ama bir gazete veya dergide gözünüze çarptığı an hepiniz okumadan geçemiyorsunuz.
Burçlara karşı inanın ya da inanmayın ama bir gazete veya dergide gözünüze çarptığı an hepiniz okumadan geçemiyorsunuz.
Burçlar ilginizi çekmese de seks hayatınızda ne kadar etkili olduğunu merak etmiyor olamazsınız. Her burcun cinsel hayatlarında neler ön planda, nasıl bir seks hayatları var sizler için bir araya getirdik.
Koç: Koç kadınları ateşli, sabırsız ve fantezi dünyaları geniştir. Baskın olmayı seven koç kadınları seks sırasında da üste olmayı tercih eder ve kovboy pozisyonu onun için biçilmiş bir kaftan gibidir. Eğer bir koç kadını ile birlikteyseniz; her seks deneyiminizde farklı bir kimlikte karşınıza çıkacak ve sizi fantezi dünyasına alacaktır.
Boğa: Seks konusunda boğa kadını kadar ateşlisi yoktur. Boyun bölgesine ekstra duyarlı olan boğa kadınları eğer size güvenmişse seks sırasında sınırları zorlamaktan asla çekinmez.
İkizler: İkizler kadınını mutlu etmek zordur. Monotonluktan nefret eder. Eğer ki ikizler burcu bir kadınla beraberseniz seks hayatınızı renklendirmek için sürekli yenilikler ve sürprizler yapmanız gerekecektir. Ruhsal yönden kendini sekse hazır hissettiği zaman asla sevişmek istediğini söylemekten çekinmezler.
Yengeç: kulağına fısıldayacağınız güzel bir söz onu tahrik etmek için yeterlidir. İlk başlarda sakin gibi gözükse de tutkulu ve ateşli bir kadına dönüşerek sizi şaşırtacaktır. Kaşık pozisyonunda erotik dokunuşlar yengeçleri etkilemek için şahane bir tercih olacaktır.
Aslan: Aslan burcu kadınları tahrik etmeye bayılırlar! Önce yaklaşır, erotik tavırlarla aklınızı başınızdan alır daha sonra kendini çeker. Fantezi dünyası oldukça geniş olan aslan kadınlarının sekste sınırları yoktur.
Başak: Başak kadınlarını etkilemek biraz zordur. Gerçekten aşık olmadan kimseyle kolay kolay bir ilişkiye girmezler. Ama bir başak kadınıyla sevişme şerefine nail olursanız; onun aslında ne kadar ateşli olduğunu göreceksiniz. Ufak bir masajla başlayan dokunuşların ardından, soluğu aniden banyonda sevişirken alabilirsiniz.
Terazi: Bir romantizm tutkunu olan terazi kadınlarının en hassas bölgesi kalçalarıdır. Öyle her ortamda seks yapmaktan hoşlanmazlar. Yavaş ve emin adımlarla ilerleyen teraziler, havaya girdiklerinde ise sizi zevkin doruklarına çıkarır.
Akrep: Sekste baskın taraf olmayı tercih eden akrep kadınları kontrolleri ellerinde isterler. Tüm burçlar içerisinde en ateşli ve tahrik etmeyi seven burç akrep kadınlarıdır. Bu hallerinin yanında narin ve naziktirler. Hayal gücü ve fantezi dünyasına kapılırsanız sizi mutlu etmemek için hiçbir engel yoktur.
Yay: Yay kadınları genellikle seks sırasında üstte olmak isterler. Cinselliğe oldukça fazla düşkündürler ve biraz çapkındırlar. Sekste sıradanlıktan ve uzun süren sevişmelerden hoşlanmıyorlar.
Oğlak: Oğlak kadınları ilk başta biraz utangaç olsalar da yavaş ve nazik davranışlarınızla onu tutkulu bir kadına dönüştürebilirsiniz. Şehvetli oğlak kadınları günü birlik ilişkilere dayalı seksten asla hoşlanmasalar da size güven duyarsa yatağın patronu o olacaktır.
Kova: Kova kadınları cinsellikle ilgili fikirlerini paylaşmaktan asla utanmazlar ve eğer canı istemiyorsa seks yapmaları imkansızdır. Ancak canı istediği zaman sizinle rahatça her türlü seks oyununu yapabilir ve aklınızı başınızdan alabilir.
Balık: Duygusal ve hayal gücü yüksek olarak bilinen balık burçlarının seks hayatındaki etkileyici ve ilginç fantezilerine ortak olmanız için biraz sabretmeniz gerekebilir. Bir balık burcu kadınıyla beraberseniz ona karşı daima romantik olmanız gerekir. Karşılığında sizi tutku ve fantezileriyle ödüllendirecektir.